11
Yorum
27
Beğeni
0,0
Puan
1360
Okunma

seninle olmak
uzun bir yolculuktan sonra
hayat otobüsünde mola verip
önce kitlenen yüreği esnetip
yürümekte zorlanan çocuklar gibi
sendeleyerek soğuk bir masaya oturup
önüne konan mis kokulu sıcak çorbayı
höpürdeterek içmek
ve yanan dili damağında soğutmaktı.
şiir gibiydi yaşanan günler
gözlerimizde tamamlanırdı anlamsız imgeler
yolların yollarımı öperdi ıssız akşamlarda
alna konulan o hasret busesi
ayrıldıktan nice sonra bile yakıcılığını korurdu
elim öptüğün alnımda uzun süre asılı kalır
uğursuz düşüncelerin girmesini engellerdi
senden sonra kaç şiir astım gecelerin koynuna
uyuyup kaldılar yorgunluktan
okunmamış bir kitabın küflü raflar arasına sığışması gibi
gülümseme numarası yapan yorgun cengaverin
kalkmayan kolu gibi
takatimin sonudur bilesin.
bu çıplak, üşüyen Haziran’da
cama vuran yağmur tanelerinin hengamesini seyrediyorum
gölgesi olmayan sevdanın duvarda kalıntıları var mı diye
uzun uzun saplanıp kalıyor gözlerim başını dayadığın yere
elimde olsaydı çeker vururdum sensiz geceleri alnından
mapus yatmak kar kalırdı çaresiz ellerime
ki ölümsüz sandığım bir sevdanın kanı var hala üzerinde
ölüyormuş onu da anladım.
deli deli esen rüzgarlar
ismini getirir uzaklardan
ve kokunu
çam ağaçlarının kıskanacağı aroman
burnumun direğini sızlatır
ağlamamaya yeminli gözlerim
kendiliğinden bozar sözünü
dökülür elime yağmur düşlerim.
seninle olmak
kış günü yüzüne arada gösteren
güneşin ellerinin yüzümde dolaşması gibiydi
sevdanın kırılgan yaptığı dudaklarıma
bulutlardan dökülecek bir damla gözyaşının muhtaçlığı
ah nasıl özletir
nasıl bir azaptır unutamamak
seninle olmak
aşksa
sensizlik
ölümün var oluşuna şükretmektir sevgili.
Ayvazım DENİZ