4
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
1346
Okunma

Anka kuşu değilim, külüm döner talana
Bir mum gibi içime yanmayı öğret bana
Gözlerinin ferine, dilindeki yalana
Ayrılıktan kalana kanmayı öğret bana
Aşkı ağırdan satıp, saatte zembereğin
İçinde akrep olup dönmeyi öğret bana
Bir bakışın nârıyla yanıyorken yüreğin
Damlayı yağmur bilip sönmeyi öğret bana
Sadakati dilime besmele eylemişken
Her pencere önüne konmayı öğret bana
Taştan soğuk gönlünü lezâya eş bilmişken
Sahranın ortasında donmayı öğret bana
Müebbet esaretten umuyorken hazarı
’Ölüm’ü ’hayat’ diye sunmayı öğret bana
Aşka geçit vermeyen o isyankâr nazarı
Gururlu bir nedamet sanmayı öğret bana
Öğret ki; ızdırabım dinsin bu ayrılıkta
Umudu ekmek bilip gönlümü doyurayım
Cefâdan sefâya dek öldüren aralıkta
Nefesimin gücünü âleme duyurayım
Öğret ki; sen giderken dağılmasın onurum
Yalvaran kelimeler ardından çağlamasın
Bu yeni yetmelikle sana engel olurum
Öğret ki; tüm umutlar aczime ağlamasın
Betül Yüksel
16/06/2015
lezâ: Dumanın olmadığı katıksız alev. Cehennemin bir adı...
hazar: barış
5.0
100% (8)