1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
977
Okunma
burası
ezel zamanların ötesi
bir kıyı dibindeyim ki el değmemiş göz görmemiş
masallarından kaçmışım la fontainenin
tevrata el basmışım yamaçların bittiği yerde
uçurumun dibinde
vaad edilmiş firdevsler kime göre değişir ki
ayaklarımda su başımda çiçek
gözlerim çöl
serap figüranıyım sözlerim alınmış özümden
adını unuttum
ölüm’ün çizgisi çizilmemiş henüz
kül topraklar iz tutmuyor
kalemin var mı
çöpleri kaşlarına sür biraz
onlar mı hep beyaz atlara binecekler
küpük köpük şelaleler
boynumdan tut bas ellerime
sanrılarda at murad
dünyayı saran üçgenin içindeki gönye
benim hesabımı tutuyor
rütbemi vermediler daha
bir derece bile kayarsa büyük piramitin ucu
sana yanmışlığım yanacak
ellerimde faltaşı gözlerime sürüyorum
otağımdan çıkmış odağımdasın
karanlık
göremiyorum seni göç istiyorum kavimlerden
duydun mu incildeki ayak seslerimi
tanrı aşkına
kasım