14
Yorum
28
Beğeni
5,0
Puan
1032
Okunma

rol değildi duyduğumuz sesler
deprem artığı gün
tutulmayı bekleyen el
devrilen evdi
çocuklarla
bir mağara ağzı
hazırlanıyordu bizi yutmaya
karanlık ve kocaman
umut ışığı saçan
gözlerin neredeydi o zaman
bozuyordu mavisini gök
alabildiğine is, bulut, duman
dünya küçük ovama çöküyordu
halattı eller, boynumu sıkan
yoktu bakışının evet mührü
çıktığım dar kapıdan
içeri bıraktılar
yolarak bütün özgür kanatlarımı
düşlerim kafeslenmiş göğe havalandı
bildi yere çakılacağını
yoktun göğüs ağrımda bile
neredeydin yolum kaçırılırken önümden
kendini yerken hayaller
kalemdeki kelama sığınırken
özgürlüğü kazırken dört duvara
unutmuşken
umutlu bir adımın hazzını
içimde iğneli acı
yapışkan geçmişin izlerinden
kurtarmaya çalışırken aklımı
yüzüme yargılayarak bakarken
Tanrı’nın yerine oturmuş insanlar
yoktun..
25. 05. 2015 / Nazik Gülünay