7
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
2145
Okunma

kışları üşür çocukluğum
dallarında rüzgar gülü
serçe ürkekliğinde yağar kar taneleri
kapısı aralık kalan anıların arasından
ve ben üşürüm
beklediğin ben olmalıyım belkide
bir avuç kiraz çiçeğine saklı kalan kış kokulu ayazdan
ertelediğin sevdaların kırgınlıklarıdır seni bu denli sessiz bırakan kış gibi
kim bilir kaçıncı mevsimin zamansız ölümüdür kış
nakış nakış ayrılık işli sevda gibi
ve ben her kış üşürüm
ağlama buz tutar döktüğün göz yaşları
yanaklarına değmeden donar
dudaklarına tuzum yapışır ıslak ıslak
saçlarında açan kır menekşesi gibidir ayaz
yazdan kalma solgun sevdalar ürker
ve ben üşürüm
dizleri yara bere içinde kanayan yarmaz afacanlar çığlık çığlığa
ellerinde sapan başlarında kasket
buz sarkıtları teneke barakadan sarkar anılarımda
ve doyasıya kar avuçlar moraran elleri
yürekleri sımsıcak
ilk bahar nefesi
yazdan arta kalan düşlere benzer gamzeli tebessümleri
işte bir kış daha soluklandım senin kış kokulu şiirinde
ve binlerce çocuk gülümsedi
hepsi bana birazda sana benziyor
ve ben artık üşümüyorum
kendi yalnızlığımı yaktığım için
Mahmudiye Düzkaya
5.0
100% (10)