1
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1857
Okunma

içimi
bir masanın kenarına bırakıp çıkıp gittim öylece
öylece işte . ..
o anlıktı sanki
gavur işi bir çift bilyeden
sular damlıyordu
ayaklarımın kadrajına . . .
farkettin mi bilmiyorum
yaramı okşamış
parmak izi bırakmıştım
yanağının kıyısına
yerleşen vapurun güvertesine . ..
istanbul yorgundu o gün
ben istanbuldan daha yorgun
güneşe ibadet eden ay çiçeklerini kıskandım
bir memeye ağzını dayamış
günahsız bir sabi sübyana sövdüm içimden
beyoğluna yürüdüm biraz
yürümek dediğime bakma
öyle koşar adım
öyle vura vura ayaklarım sırtıma
yürüdükce
sanki
yere düşen aşk’ın
kırıntıları bırakıyordum gölgemin yanına
toplanıyordu yeryüzünde ki bütün karıncalar
öpüp öpüp başlarına koyuyorlardı ardımdan . ..
dal
yaprak
sürgün bir diken
gözlerimin sana nazır manzarasından yarama dair seken taşlar
ve tebeşir tozu yutan çocukluğum
kemiğimden soyup etimi
öyle sevişim seni
iki kişilik bir otobüs bileti aldım az önce
yanımda hüznüm
sırtımda dokunmadan da kanayan yaram
zira gel diye demiyorum
bil istedim sevgilim
ben sadece çok sevmiştim seni . . .
5.0
100% (3)