15
Yorum
32
Beğeni
5,0
Puan
1768
Okunma

Havada süzüldü gün tılsmında
Ne gerçek ne yalan dı yaşadığımız
Düş düş içinde aldanıp gidiyor ömür
Bir baharı ki gelmeden geri kaçıyor
Küle dönmüş gözlerinin içi feri yok gecelerin
Hey! Yokluğunun koynunda ki gece
Mavi denizlerin atlası sarı bulutlar
Bölük pörçük gecenin ay karanlığı
Durmaz bir umut kapıda kanat çırparken gün
Sımsıkı kapatma perdeleri pencereleri
Doğmuş gün girsin içeri
Bir boşluk içinde deniz toprak kum
Hava su kadar bilsen ne büyük
Sürgün yüreğim sür git geçmişe
Dönerse yerdeki gün biraz daha öte
Toplayıp gitmek kolay değil ki
Sen düşün güneşin o sıcak elini
Arkadaş var bu gündüzün gecesinde
Yarın yokluğundan hesap sormaya
Bir yağmur sırasında düşen bir damla
Gözyaşlarına karışınca anılar ıslak
Sırılsıklam aşklar ve anılar cansız
Sızlatıyor yüreğinde eski bir şarkı
Düş düşünce yıldızların üstüne
Kırılgan bir ses yağmurun hediyesi
Bir su damlası bir Başak tanesi kadar kutsal bir sevgi
Taze bir umut yeşerir dururdu sol yanda
Toprağa düşen tohumdu emek ve sevgi
İçimde ay, yıldızlar,güneş ve kızıl ateş
Gökyüzünü boyamış çivit rengi bir mavilik
Alaca karanlıklar yırtıyor sessiz geceyi
Biçare sensizliğin sesinde mor dağlar
Uzanmış sere serpe toprağa muhtaç
Kaç hazan kaç mevsim kaç sene de bilinmez
Büyüyor bir ağaç bir çocuk bir küçük tohum
İhtimal yok! hepsi gerçek
Ekmek gibi su gibi kutsal insanca yaşamak ..
Nurten Ak Aygen
14.05.201
5.0
100% (28)