11
Yorum
21
Beğeni
5,0
Puan
1070
Okunma

Güneş yine dağlara yaslandı
her gün kendimizi avutuyoruz
kaybolan zamanın içinde yorgun
o kadar kolay söylenirken sevgi sözü
bir o kadar da kolay kırılganlığım
işte bu yorgun saatlerde akşam
kaygılarımız birbirine ne kadar benziyor
Ve.. ne kadar da tanıdık devam ediyor
kuş gibi yüreğimiz yayan yapıldak bi çare
sırça cam gibi düş kırıklığından firari
yaşamak tömlet altında duruyor
Notre dame kamburundan farksız
avuç içine sığdırmaya çalıştığımız
mutluluklar sıyrılıp kaçıyor
elimizin altından güpe gündüz
çamaşır teline astığımız tül gibi
mandalından altından sıyrılıp kaçıyor
rüzgarlara takılan tohum gibi şımarık
zaman bam teline basılmış
kükreyen deniz çarpıyor sert kayalıklara
ramazanda patlayan top kadar sabırsız
yüreğimiz geleceği olan yarınlara
işte öylesine sabırsız akşamdan kalma
yağmur çukurunda su birikintisindeki
çamurdan yuva yapan kırlangıçlar gibi
bir çocuk misali tırmanıyoruz düşe kalka
yürümeyi öğreniyoruz bir cambaz edasıyla
pamuk ipine bağlı düşüncelerde sabırsız
kımıltımız her an biraz daha çoğalıyor
karın doyurmuyor kuru aş kur sevda
iş istiyor... daha iyi yaşamak için
aş istiyor... karın doyurmak için
eş istiyor... bir ömür beraber yürümek için
hakları memleketim gençleri..
Nurten Ak Aygen
12.05.2015
5.0
100% (17)