1
Yorum
4
Beğeni
0,0
Puan
1069
Okunma

o mavi gözlü çılgın gelin
sanki uslanmış bir dişi kedi
kucağında binlerce yavru tutuyor
çökmeden üstüne karanlığı gecenin
bebelerini avutuyor,
açarken biri gözlerini
yumuyor bir diğeri
usul usul yavrular minik elleriyle
bastırıyor memelerini annelerinin;
süngerimsi gözeneklerde
yakamozlar sürekli
bir sevdayı emziren anne
köpüren beyaz saçlarıyla
örtüyor tülbentini kumsalın
şefkatli ninniler salıncağında
sözlerini dinliyorum
dalgaların sesinden
ezelden süregelen
müzikli bir masalın
konyaaltı’nda bir akşam daha
falezlerin doyumsuz koltuğundan
izledim seni ey akdeniz;
gökyüzünde yeni bir yay
hayır hayır, hilâlinde en ince ay
yeni cildinin ilk sayfası açılmış
bitmeyen sevda romanında
güzelliği gönlüme saçılmış
bir destan düşleriyle beni ısıtan
şirin, körpe bir güzel
görünmüyor gizlenmiş eli
far çekiyor sağ kaşına,
kuaförde süslenip
stüdyoya girer
samanyoluyla danseder
derken balayı
ve atına binip gecenin
dağları aşar gider bir gelin
biliyorum bu olayı
benim yazan bu romanı,
bu ölümsüz sevdayı
bitmeden daha
ikinci yıldızı gecenin
gitti ardına dağların;
ne çabuk geçiyor zaman
seyrederken seni ufukta
dünya bir yandan
yıldızlar bir yandan
dönüp duruyor her an,
bir yıldız kayıp düşüyor
ellerim, tenim üşüyor
düşünüyor, düşünüyor, düşünüyorum;
sen hiç üşümüyorsun
Şaban AKTAŞ
20.12.1998