3
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
1166
Okunma

yorgun yüreğimizin derinliği
karanlığın sesini dinliyor gülüm
gökte feri tükenmiş
yıldızların seyrine kaldı ölüm
gülümsüyor anılar aynasından
küçük bir çocuğun masun yüzü
annelerin göz yaşında doğanlar
ağıtların yaşında boğuluyor...
efsuni esintili acıdan inliyor gecenin nefesi
yıldız falında dönüşü olmayan yolların sesi
us’unda ömrümüzün çözülmemiş bilmecesi
ve saksıyı dünya sanan çiçek bile su/suyor
son defa açıyoruz
yüreğimizde kilitli bir yaranın kapısını
uçup gidiyor
göğsümüzden bir mavi serçe
oysa uzunca bir süre önce
alaimisema diliyor
sabah ezanı karanlığı yırtıyor
kaldırımda yorgun ayak sesleri
kader zincirinin sürünen şakırtısını
şadırvanda suyun sesi haber veriyor
güneş doğuyor
okunurken o sela
kim bilir mesela
ses kimi çağırıyor
kumrular irkiliyor
kalmadı mı gün daha
bir gün mutlaka diyor
bir gün mutlaka el-fatiha...
5.0
100% (11)