3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
908
Okunma
Altındağ yamaçları
Fukaralığın tablosudur
Altındağ yamaçları.
Ne de canlı çizilmiştir
Cansızlığı.
Taş çıkarttırır
Pikasso’ya, Leanordo’ya.
Güneş doğmadan doğar
Altındağ’ın insanları,
Irmak ırmak doldurur
Sokakları.
Kimi sırtında boya sandığı,
Renk katmak için bu tabloya,
Ayaklardan baţlar boyamaya.
Kimi başında bir tabla
Halak halka öğün taşır,
Bir halkayla öğün savuşturan
Insanlara.
Kimi kucağıda yarı çıplak bir bebe
Dilenir dilenciden üç-beş kuruş
Nafaka diye.
Ah şu Altındağ yamaçları
Nasıl da sert ve keskin,
Ustaca fırça darbeleri.
En ufak bir çatlak,
Noksan, açlık, açıklık
Unutulmamış.
Unutulmuşluğu bile çizilmiş bir yerine.
Donsuz bir çocuğun, tırnağındaki kirden,
Damlarında cirit atan kedilerine,
Kahvehanelerini tıka basa dolduran gençlerinden,
Ayaklarından çok bastonundan güç dedeye,
Sokak diplerinde örgü ören bir nineden,
Açlığını kara suyla boğmaya çalışan bir geline kadar.
Nasıl da düşünülüp ustaca çizilmiş.
Fukaralığın diğer adı
Altındağ yamaçları.
( altındağ ; ankaranın gecekondu semtidir. ankaranın merkezinde ama ankaraya çok çok uzaklarda unutulmuş bir semt)