Akıl, mantık, irade, düşünce ve ibretten yoksun "din" tüccarlarının hurafelerle uyuttuğu ve cennet hayaliyle avuttuğu bir ümmetiz asırlardır. "La ilahe illallah" lafzı inancımızın merkez unsurudur ve bütün islam aleminde en fazla tekrarlanan bir ifadedir. Ancak, buna rağmen İslam aleminin cehalet, esaret ve şiddet girdabında inlediği de bir hakikattir. Ve bu gidişle yarını yoktur. Ne yazık ki "din" tüccarlarının gerdiği siyah perdeler yüzünden gerçekleri göremiyoruz. Rabiimiz buyurmuyor mu; "eğer inanıyorsanız siz üstünsünüz" diye. Asırlardır her alanda küffardan dayak yiyoruz. Yalanın, talanın, rüşvetin, haksızlığın, geri kalmışlığın pençesinde inim inim inliyoruz. Kelime-i tevhidimiz mi eksik... Aklı ve hürriyeti olmayanların dini sorumluluğu yoktur. Şeyhlarin, imamların, mollaların, dedelerin vs güdümündeki bir insanın akıllı ve hür olduğunu söyleyebilir misiniz... devamla, bu insanlar din dairesinin içinde midir, dışında mıdır... Aklı ve vicdanı hür, Hakka karşı sorumluluk şuuru olan bireyler olmadıkça Allah'ın indinde biz var mıyız... Hayat mümin için imtihansa, ki öyledir, kopya çekenin kağıdı okunur mu... Taklit-kopya ve kader üzerine kurgulanan bir "din" algısında imtihan mı olur... İmtihan yoksa cennet ve cehennem mi olur. Bu gaflet uykusundan uyanmamız şart lakin "din sınıının" ninnileri hiç dinmiyor ve dinecek gibi de görünmüyor. İnşallah Rabbim acır da kurtarır bizi... Kendimize kalırsa her iki alemde de işimiz zor....

Bu da benim son cevabım. Peygamber Efendimiz (SAV) 5-6 asır önce mi geldi?

"5-6 asırdan beri islam alemine bir damla dahi nur yağmadığını görmemek için kör olmak lazım." derken Peygamber Efendimiz (s.a.v.) in gelişiyle Nurun kesildiğini ima ettiğiniz açıkça ortada.

Osmanlı düşmanlığınızı da açıkça beyan etmişsiniz. Alimlerden sonra bilginlerimizi de inkar ediyorsunuz.

Siz kimsiniz, kimlerdensiniz efendi?

Maske düştü, maksat anlaşıldı.

Cevap yazmayın artık. Size ayırdığım vakit dolmuştur.

Allah'ın inayetinden ümit kesilmez elbette... 5-6 asırdan beri islam alemine bir damla dahi nur yağmadığını görmemek için kör olmak lazım. " Bilge Hatun" ayaklarına yatmanın bir faydası yok.

Osmanlı zamana ayak uyduramadığı için çürüdü. Avrupada bilim ve teknolojide fırtınalar koparken, bizde üfürükçülerin üfürüğünden başka ne vardı... Hani nerde osmanlı filozofları, fizikçileri, kimyacıları, fabrikaları...

Dünyayı başkasının gözüyle gören ve başkasının sözüyle yoran insanın kukladan bir farkı var mıdır...

Allah yardımcınız olsun... Karar sizin... Hayat sizin... İster esarete devam dersiniz ister kendi hayatınızı kendi iradenizle yaşarsınız...

28 yıllı iş hayatımın 18 yılını dev gibi şirketlerde müdürlük, genel müdürlük yaparak geçirmiş biri olduğumu belirteyim ki karşınızda kim olduğu hakkında bir bilginiz olsun. Akıl nimetini kullanamayanlara bu görevler tevdi edilemez, değil mi?

Ayrıca, benim ilgi alanlarımın başında tarih gelir. Yakın ve uzak tarih ile dinler tarihini iyi bilen birisi olduğumu sayfamdaki milli ve dini şiirlerimden görebilirsiniz.

Osmanlı'nın son dönemlerini ve sebeplerini de size ders mahiyetinde verebilirim. Çürüme ve çürütme sizin gibi kurtlara mahsustur.

Kalkmış Kur'an hükümlerini kadının yarım, çeyrek olması gibi hadsiz laflarla eleştiriyorsunuz.

Allah demişse talibim, evet...

İşte iman budur.

Hakiki iman sahiplerinin karşısında sizin gibilerin yapabileceği bir ayartma, felakete götüren bir tuzak yoktur.

Sağlam imanımın verdiği ferasetle, kimin neyi ne için yazdığını, çizdiğini anlayabiliyorum elhamdülillah. Bakın son yanıtınızda kendinizi nasıl da ele vermişsiniz. Şiirinizi okur okumaz alt fikriyatını çözmüştüm ben oysa.

Burada imanlarında kuşku duymadığım arkadaşlarım temiz kalplerinden dolayı sizi alkışlamış olabilir, yönetim de farkına varamadan sizi günün şairi köşesine taşımış olabilir. Bunlar sizi gururlandırmasın ve muzaffer eylemesin. Aziz milletimizin feraseti sayesinde ve Allah'ın izniyle hiçbir zarar veremeyeceksiniz inşallah ve Yüce Allah nurunu sizin gibilere rağmen tamamlayacaktır.

Akıntıya kürek çeken sizsiniz efendi.

Mücella Hnm, Belli ki akıntıya kürek çekiyorsunuz. Son bir asırdır dayak yiyoruz demişsiniz. Anlaşılan Osmanlı'nın son döneminden haberiniz yok. Osmanlı'nın çürüyüşünden haberiniz yok. Sevr'den haberiniz yok Siz anlaşılan bir hanım olarak şahitlikte ve mirasta yarım, evlilikte çeyrek insan olmaya talipsiniz... Ne diyeyim Allah verdiği akıl nimetini kullanmayı nasip etsin...

Veli Bey, sizin bu mantığınızla ele alırsak konuyu;
Siz de dini görüşünüzü beyan etmişsiniz. Din taciri mi oldunuz?
Dini tebliğ eden Peygamberler de mi Tacir?
Din konusunda ihtisas yapmış alimlerimiz de mi tacir?

(Okula gidiyoruz ve öğretmenlerimiz bize ders veriyor. Onlar da matematik, coğrafya, tarih, fen tacirleri mi?)

Bütün peygamberleri, din alimlerini bir yana koyalım ve sadece Kur'an'la mı yetinelim? Hangi ilmimizle? Mesela sizin ilminiz ve aklınız Kur'an'ı anlamaya yetiyor mu? Kelime-i Tevhid manasını bile hiçbir insan yardım almadan kavrayamaz.

Cennet'e hayal demişsiniz. Cennet ve Cehennem vardır ve haktır.

Müslümanlar asırlardır küffardan dayak yiyor demişsiniz. Bunun da sebebini Müslümanların cehaletine bağlamışsınız.

Son bir asırdır dayak yiyor, evet. Sebebi size göre din tüccarları olabilir ama işin esası başkadır. Hilafetin kalkmasıyla başıboş kalan islam aleminin gerçek din alimlerine ne oldu? Asıldı, kesildi, atıl bırakıldı. Bunun müsebbibi kimdir acaba?

Fazla derine girmeme gerek yok. Siz anladınız onu.

Ve aynı mihraklar tarafından üretilen sahtekarların ağına atıldı bu millet. Bu milletin uğradığı her felaket islam alemine yansır. Osmanlı'dan sonra elimizi çektiğimiz her toprak parçasında yangın varsa sebebi budur.

Akıl diyorsunuz, hürriyet diyorsunuz, bu sadece sizde yok Veli Bey. Allah her yarattığına az çok akıl vermiş. Dinini yaşayacak kadar akıl vermediklerini zaten mesul tutmamış.

O şikayet ettiğiniz yalan, dolan, talan mevzuları bu fiilleri işleyenleri bağlar. Dinimizin eksik veya yanlış olduğunu göstermez, din alimlerinin de kötü ve cahil olduklarına işaret etmez.

Din alimi olmayan sahtekarların peşinden gidilmesini kimse istemez tabi. Ancak şu da bir gerçektir ki sürüden ayrılanı kurt kapar.

Suçu; Sürüyü dağıtan, Allah'ın hak yolunda gitmekten başka hiçbir suçları olmayan alimlerimizi öldüren, onlarca yıl Kur'an'ı yasaklayan, bu aziz milleti dinsizleştirmek için ellerinden geleni ardlarına bırakmayanlardan alıp, ümmetin üzerine atmak ne kadar da kolay bir işmiş.

Neymiş? "La ilahe illalah" diye diye zıvanadan çıkmışız, öyle mi?

Akıl, mantık, irade, düşünce ve ibretten yoksun "din" tüccarlarının hurafelerle uyuttuğu ve cennet hayaliyle avuttuğu bir ümmetiz asırlardır. "La ilahe illallah" lafzı inancımızın merkez unsurudur ve bütün islam aleminde en fazla tekrarlanan bir ifadedir. Ancak, buna rağmen İslam aleminin cehalet, esaret ve şiddet girdabında inlediği de bir hakikattir. Ve bu gidişle yarını yoktur. Ne yazık ki "din" tüccarlarının gerdiği siyah perdeler yüzünden gerçekleri göremiyoruz. Rabiimiz buyurmuyor mu; "eğer inanıyorsanız siz üstünsünüz" diye. Asırlardır her alanda küffardan dayak yiyoruz. Yalanın, talanın, rüşvetin, haksızlığın, geri kalmışlığın pençesinde inim inim inliyoruz. Kelime-i tevhidimiz mi eksik... Aklı ve hürriyeti olmayanların dini sorumluluğu yoktur. Şeyhlarin, imamların, mollaların, dedelerin vs güdümündeki bir insanın akıllı ve hür olduğunu söyleyebilir misiniz... devamla, bu insanlar din dairesinin içinde midir, dışında mıdır... Aklı ve vicdanı hür, Hakka karşı sorumluluk şuuru olan bireyler olmadıkça Allah'ın indinde biz var mıyız... Hayat mümin için imtihansa, ki öyledir, kopya çekenin kağıdı okunur mu... Taklit-kopya ve kader üzerine kurgulanan bir "din" algısında imtihan mı olur... İmtihan yoksa cennet ve cehennem mi olur. Bu gaflet uykusundan uyanmamız şart lakin "din sınıfının" ninnileri hiç dinmiyor ve dinecek gibi de görünmüyor. İnşallah Rabbim acır da kurtarır bizi... Kendimize kalırsa her iki alemde de işimiz zor....