0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
749
Okunma

2001Yılı’nın 28 Şubat’ın da Çiğli/Egekent’te karşı apartman da oturan aile dostumuz, can arkadaşımız Selma Özkurt’un sevgili kızı Mine’yi henüz 14 yaşına yeni girmişken, çok trajik bir banyodaki "Şohben Zehirlenmesi"nden kaybedince, taziye’sinde açılan anı defterine o an spontane yazdığım ve sevgili Mine’ye ithaf ettiğim şiir’imdir.
2001 Şubat’ın yirmi sekizi çarşamba,
ılık bir hava
ve yağmur bulutlarının gölgelediği
mahzun bir İzmir akşamı.
Baharı müjdeliyor adeta
cıvıl cıvıl kuş sesleri
nereden bilsinler acımızı?
Nereden? Nasıl?
-O-ki;
sütün aklığı
billurun saydamlığında,
henüz on dördüne yeni basmış
dünya tatlısı
bir -şirinlik- mucizesi
genç bir fidan
bir inci tanesi
bir minik kuşun
yirmi üç şubatta ölüme yenik düştüğünü.
Evimizde fiğan
yüreğimizde bir kor ateş
bir alev ki oy havar oy!
Evren’in tüm yanardağları
ve mağma katmanları
yanında
masum ve bakire
bir buzul dağı gibi kalır.
Ölüm;
bir kez daha "kalleş"olsun adın!
Utan bu rezil zaferinden
utan!
Aha; bir çentik te ben atıyorum
yaşama,
yani sürüp giden hayata.
Bu yaşattığın "çaresizlik"
ne adil
ne de doğal.
Senin bu rezil gerçeğine inat
bitip giden bir
gelen bin bir hayat.
Bak! Toprak çiçeğe kesti
gözlerimiz suya
akşamlarımız hazin
renklerimiz mat
heyhat yaşıyoruz
ve yaşıyorsun Mine
ölüme inat!!!!....
Not: "Ben, Ahmet amcası, sevgili Mine’ye ithaf ediyorum."
28:02:2001.Çiğli/Egekent