33
Yorum
34
Beğeni
0,0
Puan
2199
Okunma

Eskiden kaşlar yay, kirpikler oktu!
Şimdiyse badana fırçası gibi...
Al elma yanaklar, hiç boya yoktu;
Zamane domates salçası gibi...
Hep ataerkildi söylenen sözler,
Zeytine benzerdi o kara gözler!
Şimdi gençler zümrüt gözleri özler;
Yeşil dideler can alçası gibi...
Bilekte şık durur som bilezikler...
İmrenir yok yoksul, gönlü ezikler!
İnce parmaklarda elmas yüzükler;
Küpeler kır atın nalçası gibi...
Takmış takıştırmış, açmış başını!
O güzel giyimi saklar yaşını...
Pabucu, kemeri timsah meşini;
Çantası pazarcı bohçası gibi...
Erguvan renginde tüm elbisesi,
Tozpembe boyalı tatlı busesi...
Saçlarından gelir çiçek nefesi;
Baştan aşağı gül bahçesi gibi…
Cemalinin rengi, var dolunayda!
İsmini sorduydum, dedi Rüveyda!
Şakıyordu sanki bülbül-i Şeyda;
Lisanı İstanbul lehçesi gibi...
Antalya-2015/03
TDK:
Alça: erik (can erik) ...
Dide: göz, göz bebeği...
Rüveyda: alımlı, ince, hoş, nazik...
Halil Şakir Taşçıoğlu