gözlere yamukluk düşünce sevda pınarının tüm suyunu keserler
her daima suçları taşırlar fısıltıyla gaipten gizlice’ne gelen sesler





ateş olsan ki ancak külün kadar gücün yeter
güneş olsan bile içimin buzulu çözülmez ki bir daha
attığın adımlara dikkat et bir tek hatan da işin biter
susku içinde barınmak zaten bin bir mevt
gel de bir an bile olsa özüne merhamet et
bir kez de olsa doğrunun ipine sarıl ki
Allah’ın aşkına
her yalanın başımıza bir düşman doğurdu
sana nasip olmadı ama el çoktan yaktı bile kına
tüm içimde barınan o ölümsüz duygular bir bir soğudu


bunca oyun bil ki bir değil bin canı yıkar
kör olası çıkarların önünü kaplayan bir duvar
şüpheler her daim gecemi gündüzümü kaplar
çektirdiğin acılar siluetin olmuşlar hep takipte
dar ağacı gibi boynumu beklerken ipte
sen bana hep melal oldun gittin nedense
anlatamıyorum ki dil mi gönül mü kilit altın da
derya bile temizleyemez
bin bir köpükle yağsa bile üstüme seli
ahiretim de bile içimden gitmez
senin içime sinsice bulaştırdığın onca kiri


güneş olsan bile içimin buzulu çözülmez
attığın adımlara dikkat et bir tek hatanda işin biter

ümit dağarcığında bekleyen istemleri mi
gel de sen çek darağacına
benim benden başka kaybedecek neyim kaldı ki
hepsi yok oldular aşk dediğin dişlilerinde
sensiz olmak kaybetmek mi kazanmak mı
sensiz olmak kazanmak mı kaybetmek mi
vicdanına tutun hiç değilse bunu da sen söyle
hiç bakma mahzun öyle
affedilecek bir tarafın kaldı mı
ben intizar ederken Allah aşkına
sen çıkmadığın için iblisin meşk inden düştün tuzağına
durma haydi git artık ırağıma
git artık ırağıma…



(24.03.2015) AZAP…