6
Yorum
24
Beğeni
0,0
Puan
1389
Okunma

hayat
gözlerinde tanımsız korkular
yüzüme bakmaya çalışıyor peçemi kaldırıp
bir ahtapotun kolları gibi sarmalarken beni
nefes almak telaşı boğazımı sıkıyor
hayatım film şerdi gibi gözlerimin önünden geçerken
umursamıyor düşlerimi
adına aşk dediği bir bebeği kollarıma veriyor.
o kadar ağlıyor ki bebek
uyutma çabasıyla
gönlümün en sessiz köşesinde
ayağıma koyarak sallamaya başlıyorum
ben salladıkça mızıldamaları
sırtımın sol küreğinde yaralar açıyor
bunca zaman uyuttuğum korkularım
dalgalar halinde su yüzüne çıkıyor
yüzmeyi bilmediğim bir denize düşmenin
o bitimsiz çaresizliği içimi bulandırıyor
kalkıyorum yerimden.
kucağımda ki aşk denilen bebekle yollara düzülüyorum
ilk gördüğüm cami kapısının merdivenlerine
son kez alnından öperek
usulca bırakıyorum
içimde doğumuna az kalan acıları
elimle yüreğime, yüreğime sıkıca bastırarak
koşarak uzaklaşıyorum
hemen en yakın evin köşesine siniyorum
kim sahiplenecek diyerek beklemeye başlıyorum.
gözleri gecenin her rengine boyalı bir kadın beliriyor
daha önce de büyütmüş o sahipsiz aşkları yüreğinde
dudaklarında kuyruklu yıldızın en parlak haliyle
kucaklıyor benim olanı
sahibi var mı diye etrafa kaçamak bir bakış fırlatıp
acılarla ördüğüm battaniyesine sarmalıyor aşkı
öpüyor sonra
benim olanı öpüyor kokusunu içine çeke çeke
korkusuz
içimde ki acının kırılmaları vücuduma yayılıyor
dalga dalga beni yutuyor
karanlıktayım artık..
Ayvazım DENİZ