7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1302
Okunma
Renklerin cazibesi,
Gecenin gizi,
Hainin eli,
Çenginin dili,
Albeniler...gel beriler...
Kırk tebessüm; kırk hançerle, kırk yerinden vurdu sırtından
Gündüzün cümbüşünde sürünmekte küheylan
Neden geldi? Niye var?
Aklının ermediği sırlar
Kağıtlar, kalemler,
Bir birini tutmayan kelimeler, deyimler
Yazarlar... Çizerler...
Ne yazarlar...? Ne çizerler...?
Daha anlamadan cim-den dal-dan
Laf kalabalığında boğuldu lafazan
Gülün rayihası,
Bülbülün yası,
Çeldi aklını,
Kaldı tası
Dudağında mey damlası,
Hele bir de oynak olunca yosması...
Giydi urbasını kızılca kıyametin
Kalmadı gözlerde zerresi haysiyetin
Öyle bir aldandı ki seraptan öte
Çatladı dudakları el ayak öpe öpe
İmalar, serzenişler,
Bakışlar, kaçışlar, yalvarışlar durmadan
Boğuldu güllerin dikeninde kan revan
Yordu yollar, yordu yıllar
Bir küheylandı, oldu davar
Sürüler içinde sessiz,bizar
Koştu...
Koştu yılmadan
Dörtnal, tırıs, rahvan
Ve
Üç tahtalık sal üstünde kaldı küheylan
Perihan Dirican