12
Yorum
31
Beğeni
0,0
Puan
1275
Okunma

ruhu sırça saraylarda yaşar
örer kozasını ipek böceği örneğin
topraktan sertleşse de elleri
atılmış pamuklarda dinlenir kalbi
sefası aklındandır
on parmağında on hüner
anlaşılmaz öküz yerine koşulur kimi
bir düzine çocuk dökülür eteğine
fengiredir ellerde, sarılır döndürülür
aman verilmez ki ileri geçebilsin
yarınında aydınlık bir gün hayal etsin
istesin en azından çocukları çektiği yükü çekmesin
dolu dolu bir özgürlük türküsü söylesin
inlesin dağ taş yürekteki yangıdan
rüzgâr eşlik etsin, dallar titresin
kendi yazsın alın yazısı denen yazıyı
deniz nasıl iz bırakıyorsa kumlarda
bir ayak izi de o bıraksın
yaşadığınca, bıçak gibi keskin
el verilmez ki ileri geçebilsin
kolay değildir erkek kotalarını aşmak
dev dalgalar devrilir üstüne
sakin bir ırmak dökülürken denize
iner yüksek tepelerden kopan kayalar
gerer ince suyun önünü
öyle kocaman eller gerektir
bir yol açılsın önünde
ah kadınım bari sen görsen seni
atsan gözüne perdeledikleri peçeyi
ellerinle indirsen gökten yıldızı
boynuna taksan parlak kimliğini
nasıl ışır inan ki seninle gece
gün mutlanır yükselirken üstünden
konfetilerini saçar hayat gülümser
sen gülünce, güler erkeğin
bir bilinse
ellerinden büyür dünya
insan anlar insandır
06. 03. 2015 / Nazik Gülünay