Güneş başka doğacak günü gün edeceğim
Kopçalanan saçına aşkı ördügün zaman
Bir çıksan şu köşeden aniden öleceğim
Yüreğin titreyecek o an gördüğün zaman

Saç sakalım karıştı tanınmaz bir haldeyim
Ne yerdeyim ne gökte san/ki esen yeldeyim
Kimsenin kurmadığı donuk bir hayaldeyim
Berduş derler sevdiğim beni sordugun zaman

Beklemek ne zor imiş kesilmiş bir nefesle
Tutta şu göz/yaşımı gözlerine kafesle
Çıkta gel uzaklardan aşk dolu bir hevesle
Namusum bilecegim beni sardığın zaman

Sarmala hasretimi saçlarınla boğarak
Uyandır şu kalbimi sefkatinle ovarak
Dağların arkasından güneş gibi doğarak
Çıkta gel güleceğim aşka erdiğin zaman

Kasvetli gecelerin bağrında Üşüyorken
Kalbimde aşkın yükü ezildim taşıyorken
Mecnun etti bu sevda başıboş yaşıyorken
Çöllerim mis kokacak güller derdiğin zaman

Aşkmıdır çilemidir şaştım kaldım bu işe
Ne keyif kaldı bende nede bir tutam neşe
Bir anlam veremedim o anlamsız gidişe
Şüphem silinir benim cevap verdiğin zaman

Aşkın ince sırrına erdim sana yandıkça
Zevk verir oldu çilem hayaline bandıkça
Zikredip o ismini anacağım andıkça
Şu kapıdan içeri inan girdiğin zaman

Hangi hasret kınalar ayağını elini
Hangi rüzgar savunur saçlarının telini
Gözlerinin rengini bahar kokan yelini
Katacağım ömrüme bana vardığın zaman

Fevzi Öztürk
28/02/2015