Gözlerinde bir hicran kiprigin de titriyor
Gözyaşın üşümesin akma sakın Eylül’üm
Yanağında gül kokan tebessümler eriyor
Nur yüzüne hüzünler takma sakın Eylül’üm

Buruk bir beste düşmüş sözlerinin üstüne
Kekilin perde örmüş yüzlerinin üstüne
Hasret sürmesi çekip gözlerinin üstüne
Ay yayılmış kaşını yıkma sakın Eylül’üm

En güzel şarkılara yakışırdı o sesin
Kesilecek demek ki hayat veren nefesin
Eğer hakikat ise demek kararın kesin
Giderken ardın sıra bakma sakın Eylül’üm

Bir hiç dudaklarında perçin vurmuş diline
Katma beni neolur mecnun’un sarp çölüne
Avucumda kuş gibi titreyen o eline
Ayrılık kınasını yakma sakın Eylül’üm

Her gece yokluğunda üşür naçar bedenim
El alem ne bilsin ki sensin gizli nedenim
Bir sebep söylemeden kararsızca gidenim
Bükülmez bilegimi bükme sakın Eylül’üm

Son bir defa bakayim gözündeki hicrana
Nasıl katlanır kalbin böylesi bir hüsrana
Ben ki dayanamazken sensiz geçen bir ana
Giderken şu kalbimi sökme sakın Eylül’üm

Fevzi Öztürk
06/03/2015