7
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
2577
Okunma

Sen çoktan köprüleri yıkmış, gemileri yakmışsın
Oysa
Gözlerim kapıda, kulağım her an zildeydi
Kollarını açmanı beni sarmanı bekledim
Sen! Oralı bile olmadın
Yollarını uzatıp
Sokağımdan dahi geçmedin hiç!
O gün gelip
Musalla taşına tabutum konulup önüne geldiğimde
Saf tutamayacaksın!
Uzaktan öylece bakacaksın!
Ne feryatlarını
Ne de ağıtlarını
Pamuk tıkanan kulaklarım duymayacak
Döktüğün timsah gözyaşları
Hiç mi hiç fayda etmeyecek
Ben sessizce önünden geçip giderken
Yüzüne bile bakmayacağım!
Kim bilir?
El üstünde tutarlarken
Sana tepeden baksam da göremeyeceğim yüzünü
Kalabalıklar içinde yok olacağım
Arayıp bulamayacaksın
Cami avlusunda yanıp kavrulacaksın
Gözyaşlarına boğulup
Arkamdan çaresizce bakakalacaksın!
Bakakalacak…
Seninle bir araya gelemedik
Ben bir adım geldim
Sen on adım geri gittin
Yolumuz
Cami avlusunda mı kesişecekti?
Son görevi tamamlarken mi karşılaşacaktık?
Neden?
Neden sevemedik birbirimizi doyasıya?
Neyimizi paylaşamadık
Ortak bir noktada buluşamadık
Yolumuz
Cami avlusunda mı kesişecekti
Musalla taşında mı helalleşecektik
Sana dualar ettim
Yalvardım yakardım, diz çöktüm önünde
Çaresizliğimi görmedin
Sala’mı duyunca mı kollarını açacak
Bedenimi saracaktın?
Mustafa KARAAHMETOĞLU
27.02.2015
5.0
100% (11)