ŞİKAYETÇİ OLMAK.
Şehirlerde kasabalarda köylerde ve mahallelerde toplumun her kesiminden insanlar bir araya toplanıp ta sistemi ve politikacıları kısacası yanlış giden her konuyu tartışıp ta eleştirmeyeni yoktur sanıyorum.
Herkes kendi bilgi dağarcığıyla bir şeyler anlatır durur. Ama haklı ama haksız. Yıllardır böyle bir furya almış başını gidiyor. Yurdumuzda hemen her yerde iki veya daha fazla kişi bir araya gelince muhakkak ki fikir tartışması olmaktadır.
Acaba bu olup bitenler karşısında çenemizi yorarken. Yüce ALLLAH (CC) ın bizlere bahşettiği bu nefesimizi tüketirken. Sorunlara ne gibi çözümler getirebiliyoruz? Bir ata sözümüz aklıma geldi
( ZENGİNİN MALI ZÜGÜRDÜN ÇENESİNİ YORAR)
öyle zannediyorum ki tüm bu tartışan fertlerin çenesi boşu boşuna yoruluyor.
Eh. Benimde kalemim galiba boşu boşuna kağıt ve kalem tüketiyor Çünkü yılardır hemen her konuda olduğu gibi bu konular üzerinde yazıp çizenler oldu. Ne yazık ki tüm çabalar heba oldu gitti diye düşünüyorum.
Çünkü, konuşanlar mangalda kül bırakmadı yazıp çizenler de orman ve mürekkep bırakmadı. Sebebine gelince, mangalda kül bırakmayanlar bir türlü sorunları çözücü bir alternatif getiremediler. Çırpındıkça battılar. Yazan çizenlerde yazdıklarını hedefine ulaştıramadılar. Dolayası ile tüm emekler boşa gitti. Belki de bazılarınızın tepkisi olacaktır bana.
Yahu kardeşim konuşmayıp ta çatlayalım mı. Yahu kardeşim yazıp çizmeyelim mi. Bazılarınız da şöyle diyebilir. Her ne kadar çözüm üretme ve tatbik imkanımız yoksa da hiç olmazsa deşarj oluyoruz.
Galiba bu konu ile ilgili benden beklediğiniz bazı öneriler olacaktır.
Önerim şu birkaç cümle olabilir.
Elbette ki konuşun tartışın hani derler ya
“İNSANLAR KONUŞA, KONUŞA, HAYVANLAR MELEŞE, MELEŞE”
en önemli önerim şudur. Konuşun ama boş konuşmayın. Bilinçli, yapıcı, çözümler üreten insanlar olmamız gerektiğine inanıyor ve savunuyorum. Herhangi bir şeyi veya olayı eleştirmek çok kolaydır.
Nasıl olsa “DİLİN KEMİĞİ YOK” tabi ki lafla pilav da pişmez
“AİNESİ İŞTİR KİŞİNİN. LAFA BAKILMAZ”
sıra yazar çizerlere geldi. Elbette ki çoğu yazar ve çizerler, muhakkak ki yapıcı yönde yazıp çizmişlerdir.
Fakat şu da bir gerçektir ki. Bazı yazar ve çizerler halkın sesi gözü kulağı Olması gerekirken, birde bakarsınız sadece ve sadece dünyevi menfaatler
Uğuruna delâlet ve gaflette olan bazı icraatı ve zihniyeti bozuk olan insanların hoşnutluğunu kazanıp onlara hizmet ederek
Onların yanlışlarına ortak olabiliyorlar. O kadar yalakadırlar ki
Kukla olmuşlardır. iplerini başkalarına teslim ederek onların istedikleri Gibi hareket ediyorlar.
“ANLAYANA SİVRİ SİNEK SAZ, ANLAMAYANA DAVUL ZURNA AZ” yazdıklarımı okuyanlar Tabii olarak benden bazı olumlu öneriler
bekleyebilirler. Elbette ki benim acizane önerilerim olacaktır.
Bakınız bende sizin gibi, bu toplumda yaşamaya çalışan biriyim. Aynı sevinci aynı ızdırapları çekmekteyim.
Benim sizin bazılarınızdan farkım belki şu olabilir.
Sizler. Üç beş Kişi bir araya gelerek bazı sorunlarınızı dile getiriyorsunuz
Maksadınız doğru bildiğinizi bilmeyenlere aktarma çabasıdır.
Dolayısıyla yanlış olanı ortadan kaldırarak sorunları gidermektir.
Bana gelince. Benim çabam da doğru bildiğim bazı konuları
Ve önerileri yazılarım ile daha çok kitlelere ulaştırmaktır.
Maalesef şu ortamda çeşitli zorluk ve engelleri aşmak hayli zorluyor biz yazar çizerleri.
Bence en büyük felakette bizlerin bin bir zorluklar içerisinde bu yazıp çizdiklerimizi sizler ile paylaşma sıkıntısıdır.
Çünkü okuma alışkanlığımızın çok fakirleştiği de ortadadır.
Tek dileğim rabbim den insanlar inşallah okuma alışkanlığına çok önem verirler. Çünkü yüce dinimiz bizlere “OKU” emrini vermiştir eğer bizler
Okuma alışkanlığını kazanırsak göreceksiniz ki gerçekleri
Daha iyi kavramış oluruz. Dolayısıyla biz yazar çizerlerin de emeği
Boşuna gitmemiş olur. Geliniz
“HEPİMİZ BİRİMİZ BİRİMİZ HEPİMİZ” için duada bulunarak hayırlı işlerimizde ve çabalarımızda yüce Allah (cc) yardımcımız olsun
amin Bakınız şu ana kadar yazdıklarımın, asıl sebebi şudur. Vermek istediğim mesaj bundan sonra yazacaklarımda belirtmeye çalışacağım. İnşallah yazdıklarımın feyzi ve bereketi olurda yüceAlllah.(cc) ın Rızasını kazanırım ben bu yazdıklarımda hiçbir dünya menfaati gözetmiyorum ayrıca gaflet ve delalette olanların hoşnutluğunu Kazanma kaygımda yoktur.
bir tek kaygım var. oda yüce Allah (cc) a
hesap verirken acaba nasıl hesap vereceğim
Konumuz ŞİKAYETÇİ OLMAK VEYA OLMAMAKTI
Elbette ki olan biten yanlış uygulamalar karşısında ve haksızlığa uğradığımız Anlarda sabır elbette ki şart fakat asla tepkisiz bir toplum olmamalıyız Ve en önemlisi ise hemen bir özeleştiri yaparak nefsi muhasabe de
Bulunarak herkes kendi kendine şu soruyu sormalıdır
ACABA BEN NEREDE YANLIŞ YAPTIM
Şimdi sizleri birkaç hadis ve ayet.i kerimeyle başbaşa bırakıyorum .
İnşallah istediğim hedefi yakalamış olurum.
BİR HADİS. “İnsanlar hak ettiği yönetimlerle yönetilirler”

BİR AYET. Ey iman edenler Allah a peygambere ve sizden olan idarecilere itaat edin Allah a ve ahiret gününe inanıyorsanız bir konuda ihtilafa düştüğünüzde onun çözümü için Allah a ve peygambere başvurunuz
Bu müracaat hem hayırlıdır hem de en güzel hükümdür.
Nisa suresi ayet 59 sayfa 88

BİR AYET DAHA. Başınıza ne musibet geldiyse kendi ellerinizle kazandıklarınız yüzündendir oysa bir çoğunu da bağışlıyor
Sura suresi. Ayet 30 sayfa 484

BİR AYET DAHA. Kim iyi bir işe destek olursa onunda ondan bir payı olur Kim kötü bir işe destek olursa o işin bir katı ona gelir
Muhakkak Allah herşeye güç yetirendir
Nisa suresi ayet 85

BİR AYET DAHA. müminler müminleri bırakıp ta kafirleri dost edinmesin kim bunu yaparsa artık onun Allah nezdinde hiçbir değeri
Yoktur ancak kafirlerden gelebilecek bir tehlikeden sakınmanız başkadır
Dönüş yalnızca Allah a dır
Ali imran 3/28 sayfa 52

BİR AYET DAHA. Ey iman edenler benimde düşmanım sizinde düşmanınız olanları dost edinmeyin onlar size gelen gerçeği inkar etmişken onlara sevgi gösteriyorsunuz
Mümtehine ayet 1 sayfa 548

Sevgili okuyanlarım ne kadar şikayetçi olalım ne kadar şikayetçi olmayalım Allah ın rahmeti ve mağfireti üzerimizde olsun
Amin.
Araştırmacı gazeteci yazar. Yakup fırat
tarih.1.1.2000