Benden gayrı herkes varmış vatanda;
Türlü türlü ihanetle sarıldım.
Şeytanlıklar hüner olmuş insanda;
Düşündükçe hüzünlere karıldım,
Dişlerimi sıka sıka yoruldum.

Adaletin sert kılıcı büküldü,
Sallayınca tüm maskeler döküldü,
Hileleri ilmek ilmek söküldü,
Şok geçirip, bedenime darıldım,
Dişlerimi sıka sıka yoruldum.

Her taş altı bir yılanın yuvası,
Bedenlerde hainliğin güvesi,
Çürütülmüş, kapımızın sövesi;
Yıllar yılı öz yurdumda yerildim,
Dişlerimi sıka sıka yoruldum.

Siyonist ten emir aldı kurullar,
Hep zalimden yana çaldı davullar,
Zulüm ile susturuldu dik kullar,
Ok sürülmüş yaylar gibi gerildim,
Dişlerimi sıka sıka yoruldum.

Çağlamıyor hakikatin selleri,
Haksızlığa susar olmuş dilleri,
Durdurmaya uzanmıyor elleri,
Kardeş derken, kurşunuyla serildim,
Dişlerimi sıka sıka yoruldum.

Hak deyince kırk köyden de kovarlar,
Yaralara tuz basarak ovarlar,
Oda yetmez, gerçeklere söverler;
Ar eyledim; suç ağacı görüldüm,
Dişlerimi sıka sıka yoruldum.

Ne söylesek bu güruhlar anlamaz,
Bal da olsa, doğruları dinlemez,
Gen bozuksa, Vatan düşse önlemez,
Hilal üzgün, ben çöllere sürüldüm,
Dişlerimi sıka sıka yoruldum.

24 Ocak 2015 Mustafa USTA