0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
893
Okunma
Suskunluk hırçın bir dalga gibidir
Bazen sessizce eser
Bazen de hoyratça coşar
İşte! kıyamet tam da buradan kopar
Gecelerin sessizliği, gündüzlere akar
Yağmurun bile yatağı var
Nehir yatakları bütünleşir bir denizde
Derinlikler başlar, devriye gezmeye
Kimi düşlerde, kimi hayallerde
Sızıntıların sızısı mayalaşır
Ruhsal hücreler hamurlaşır
İnsan’nın beyni, gergin bir hal alır
Yavaş yavaş kuytlu bi köşeye çekilir
Durulurca’sına, olup bitenlere anlam yükler
Bazı kalıntılar yosun tutar
İçinde ki çıkmazlar artar
Hiç beklenmedik bir esnada
Kurbağa’lar, hafiften göz kırpar
Derin bir sessizlik sonrası..
İçinde ışıklar parıldar
İlk yolculuklar ışığa göre güzergâh alır
Yosunların üstüne çıkarak, gür bir sesle
Çoğalarak, başlar haykırışlar
İnsanın suskunluğu, kurbağa misali
Önce beyinde sonra ruhunda netleşir
Nihai kararı hayatına yansıtır
Derinlikler sessizce çoğalarak büyür
Olgunluk çağına yeni, bir umut getirerek,
Merhaba derce’sine, kucaklar insanı
Suskunluk sessizce ğlamak değil..
Mertçe haykırmaktır kavramı