Eğilmez Başım

İster ipe ister çarmıh’a asın
Ister zehir ister şerbeti kusun
Hakikatten şaşmam kırılsa hasın
Kahpeliğe boyun bükmez bu başım

Küfe’den bu yana çok canlar yitti
Hak uğruna nice serdar’lar gitti
Can bedenden uçtu eseri yetti
Kahpeliğe boyun bükmez bu başım

Nesim-i sürüldü Şam’dan Mısıra
Derisi yüzüldü sığmaz kasır’a
Feriştah’ta olsan susmam kusura
Kahpeliğe boyun bükmez bu başım

Pir Sultan Abdal’da dünyadan göçtü
Doğruluk yolunu hak diye seçti
Hak uğruna mertçe o serden geçti
Kahpelige boyun bükmez bu başım

Dadaloğlu yendi Germiyanoğlu
Azınlık için de kurdu bir çağlı
Avşar illerinde duramaz bağlı
Kahpeliğe boyun bükmez bu başım

Ömer Hayyam ışık tuttu bilime
Haşhaş-i İsmail vursa belime
Padişah olsanda kesmem dilimi
Kahpelige boyun bükmez bu başım

Yunus Emre gibi harla karıldım
Aşkın hikmetine hakla sarıldım
Bu sırrı çözmeden yandım kavruldum
Kahpelige boyun bükmez bu başım

Bektaş- Veli’ye deli dediler
Himmetini bilip beri geldiler
Etrafına varıp yardım aldılar
Kahpelige boyun bükmez bu başım

Mimar Sinan’ıda edenler verem
Getirttiği suyu ettiler haram
İşin aslı budur yarayı saram
Kahpelige boyun bükmez bu başım

ATATÜRK’tür bizim sonu öncümüz
Cehaletin nesli bir tek sancımız
Bizi bölenlere vardır hıncımız
Kahpeliğe boyun bükmez bu başım

Geçmişi Tarihin destanla dolu
Oku öğren cesur tutarsan solu
Kimse yıldıramaz bu kutlu yolu
Kahpelige boyun bükmez bu başım

Turgay Parlakyıldız