1
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1556
Okunma

Bak serçeler ayıklıyor sayıklamalarımı
Tırnak aralarında acizlik ile çırpınıyor heceler
Seher vakti avare eden açlıklarına inat
Asılı kalıyor umudum kanatlarının naifliğine
Sonbaharın koynunda ağaçtan göç eden gazel
Ardından ağıtlar yakıyorum durmadan bilesin...
Gurbet ele yolu düşen fırtına ile başlar sabaha
Bohçama sevinç azık ettim diye sevinme
Binbir zerafet ile sunulacaktır sofrana
Çok sevdiğin zeytin karası ah’lar...
...
Bir tutam daha katran çalınıyor geceye
Kanatları kırıldı serçelerin, gayrı uçamazlar bilesin...
Kelimelerin yavan diyarlarına savrulma
Toplayamaz pişmanlıklar satır aralarından
Sonra öykünmeye muhtaç bir kelime olursun dudaklarda
Raksına takılırsın tekrar sonbaharın
Ve avuçlarında birikir ölümün sade buğusu
...
Bir nûn gecesinde doyurdum serçeleri
Bir mim döngüsünde bilesin...
5.0
100% (3)