0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1837
Okunma

Bilirim vakitsiz gelmez ölüm
Bilirim her nefsin koynunda soluklandığını ölümün
Ölüm, dudaklarımın ıslığı
Ayaklarımın karıncalaşan soğuğu
Kelimelerimin tabirsiz yolu
Ey tarih notunu düş soluk yapraklarına
Soranlara de ki
Hala sırrına gebe susmaları
Ve nefes alan bir ölü şefkati dokunuşları...
Elveda kurak dağlar, heybetli çamlar, düz ovada avlanan keklikler
Anlatın ölümün masumluğunu
Ve yaşlı analarda iç yakan bir zılgıt olduğunu...
Ey kızıl gök, mavi deniz, ak martılar
Sükût arkasına saklanmayın artık
Anlatın insanlara
Kâinatın yapı taşının menfaat değil muhabbet olduğunu
Elveda suskun bilgeler
Elveda pencere pervazının nadide misafirleri
Nazlı orkideler, mor menekşeler, çilli begonyalar
Elveda…
Ey sayfa arasında solan karanfiller, güller
Sizi unutsam şiir defterim arkamdan gürler...
Elveda tabiatında esaret olmayan çiçekler
Elveda kadim dostlarım, karındaşlarım, fikir yoldaşlarım
İster gözyaşlarıyla gömün
İster arkamdan kızgın lavlar dökün
Evvelinde bir bardak su verin
Koyacaktır nefes nefese ölüm...
Elveda gönül yoldaşlarım, yorgun sevdalarım, avare düşlerim
Kızdınız masalları yarıda bırakıp gidenlere bilirim
Ama vakti geldi gitmenin
Elveda...
Merhaba Ey Sevgili
Varı yok kılan,
Yoktan var eden
Merhaba...
5.0
100% (2)