5
Yorum
17
Beğeni
5,0
Puan
1446
Okunma

nasıl anlatılır ki
hiçbir şey istememenin tutkusu
kâbuslar bile komedi oynarken
zihnin önemsizlik barakası olunca
sen de beklenmeyen beklentinin misafirisin
daha fuayede karşılıyor kırılgan sessizlik
en zoru kendine kendi paltonu çıkarıp astırman
tebessümler hep sahtedir
derinin altı -alnın dahil-kırmızı gözlü resim
yüzün turnusol mavisi
geldim işte al gardını
çek kılıcını s/onsuzluk rapsodisi
herkes kendi evinin peygamberidir biraz
her ev birşeyler söyler bâriz
o sanki aceleyle çıkmışsın gibi dağınıklık
her biri diğerinden tembihliymiş gibi
mütevâzi işkence peronları odalar
önüne dikilen dikine merdivenler
her seferinde sana kalıp krizi geçirten
onu özgürlüğün kadar sevmedin diye bakan, küfreden
müebbetin en koyusu aynalar
dünyanın sonu değil elbet
sorunsuz sorumsuzluk benimkisi
alışkanlık sayılır hatta
ki; bu bilmem kaç sonuncu
kedimi de kovmuşluğum var birkaç kez
hiç sevmiyorum bu yüzümü aslında
her kaybın bir gerekçeyle konmasını yüzüme
para da düşürmüşümdür çok
ya da sevgilimi başkasıyla gördüğüm
hiçbiri çocukken kadar koymuyor
büyümeyi de istemedim aslında
istemeyi büyütmek kadar
kedime benzeyen yönünü sevmedim hiç
o da tırmalardı arada
ama geri dönerdi hep!
beni konuşturan içki olsa diyorum
yazdıran
bardağın ağzı benden büyük!
Can baba’dan gelir desem şimdi, nankörlük
benden değil şâir, hiçbir bok olmaz desem küfür!
palyaço bile olmaz benden
Ya? Uyar’sa Turgut!
işte yine saçmalıyorum
şiir diyorum bir objeye sürülen karakalem
yalnızlık diyorum iki kişilik cehennem
çok denedim olmuyor
bir düşünceyi hiç düşünmemeyi
ve bir şeyi kaybetmeyi kaydetmemeyi
gün yok ki değer verdiğin bir şeyin değil zayiâtı, küsürâtı değmesin
kelime cambazlığıymış şiir
canı cehenneme
gece sokuyor sürekli ellerini cebime
kedim üzerimde uyuyor sabaha dek
ve kahretsin
sen bir objeden çok şeysin!..
ToprağınSesi
.
5.0
100% (16)