1
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1110
Okunma

Yolun sonu karanlık bir kuyuydu.
Bunu biliyordu, yer ve gökte ne varsa
Göze almıştı kuyuya dalmayı
Ve dalıyordu ansızın esen rüzgarla.
Gök gürlüyor, yeryüzü titriyor.
Bir zelzele almış gidiyor başını
Karanlık bulutlar serpişmiş kalplere.
Herkes bir yana koşuyor.
Gökyüzü karanlık,
İçin karanlık,
Sözlerin karanlık...
Attığın her adım,
Bir hançer yarasıydı sinemde.
Dağlandıkça dağlanmış...
Parçalandıkça parçalanmış...
Ne gül kalmış bu sinede,
Ne de gül bahçesi.
Hüzün, şehrin surlarını sarıp geçmiş.
Sen hala adımlarını atıyorsun.
Ve gidiyorsun,
Kuyunun derinlik sokaklarına.
Sonra dedim ki kendi kendime;
’ Sevdiğim, benim için bir anne olmalıydı.
Görülmüş mü annelerin evlattan gidildiği?
Sorarım sana sevdiğim?
Sen benim için bir eş,
Bir eşte de anne olabilir miydin?’
5.0
100% (1)