solgun mavi bir gün daha
medetsiz gül koruluğunda


-I-


belki başka seslere düşerdi, gölgem
başka resimlere
seni bunca kanıksamasam
öldürmekten beter etmese bu ram
anlamsız ve önemsiz bir kalabalık olmasa
bir rasyonel sayının sağ yanı gibi şuram

-ll-

şimdi yine yalgın alev coşar
seyisini dinlemez yine kükrer atlar
şalgam renkli öpücükler
kızılötesi dalgalar
zıplayan adımlarla çıkarsın köşeden
yırtılır dağılır " kırmızı pazartesi"ler
hep öyle olur
âniden kaybolur az önce hırlayan köpekler
tüm ceylanlar şehre iner


-lll-

biliyorsun değil mi
tarifeli seferler gibisin herkese
aslında farkın yok kimseden
bak bir yığın kalabalık sana ilgisiz
ben yıllardır tek başına yaşatır,
tek başına kaldırırken naaşını
seni benden başka kimse
beş dakikadan fazla sahiplenmez


-lV-

unutmak dediğim edilgen yozlaşma Dileylâ
unuttum dediğim kapsama dışı dünyayı yakma
-kelimeler cürüm aldıkça-
pusmasa dilim
hiddetli bakmasa kaşların
çekiştirmese kollarım
kanmasa rüzgâra dallar
yarı yaş demeyeceğim
anasını belleyeceğim o truva endamın



-V-

arada duble bas diyor şeytan
ki kaybettiklerini kazanasın geri
gözüme sokuyor şakran kuşları
yaşamına kumar oynanam demişim ya bir şiirde
sanki yaşamışım da yaşlanmışım
kör bir sâkinin suladığı şu denizde


daha geçen bilendim yine
yüksek topuk
kruvaze kırmızı dar etek
9.15 i ilk kaçırmışım gibi
hayat diye nârâlar attım denize
bağırdım iliklerimce
içi dolu simit gibiydim
beni büyütme dedikçe gözlerinde
görmedin yine
görünmedin tablosunda
yine tek başına, ıssız adımlarla yürüdüm
kapısı kardanadamlara kapalı kraliyet konağına
-şanzelize niyetine-


-Vl-

mâhir bir salyangoz değilim
inançla yapışan hayata
sen de
kalıcı şiir olacaksın bu gidişle
kılıcı kınında paslanan
bir mürekkep lekesi, o öykünen manzaraya

-VII-
konuşkan bir rüyâydı -tanrım-

yanar mı bir gün bu hüzün koruluğu
usanır mı, metal yorgunluğuyla gıcırdamaktan kapılar
taşınır mıyım afif adımlarla
kalbinin buzdan şatosuna

söyleDileylâ



ToprağınSesi





.