1
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1543
Okunma
Gurbet elde hep kendimi avuttum.
Zaman zaman hasretimi deşerim.
Sakın sanma Ergani’yi unuttum.
Unutmadım , unutamam hemşerim
Nasıl unuturum ben o bağları ,
Baba dostlarını , kalan sağları ,
Damlardan havuşa düşen loğları
Unutmadım , unutamam hemşerim
Sofi Bekir , Hacı Fillo gilleri,
Saray mahlesinden akan selleri,
Makam çarpsın diyen o saf dilleri,
Unutmadım , unutamam hemşerim.
Keçi kapısını , Hatun düzünü
Ergani’min baharını , güzünü
Hele , kefet Naciye hanım sözünü”
Unutmadım , unutamam hemşerim.
Köylerini , bağını , bahçesini ,
Çolo İzzet’in o cevval sesini ,
Abe Güzel’in kalın ensesini ,
Unutmadım , unutamam hemşerim.
Deli Abbas’ın efsane mührünü ,
Şaş paşa’nın da o meşhur küfrünü ,
Maşrabayı , mahrabayı , kürünü
Unutmadım , unutamam hemşerim.
Kaçakçı Güllü’yü, topçu Esma’yı
Külhanın damını, Bayram Kara’yı
Kemaliye , Aziziye, saray’ı
Unutmadım, unutamam hemşerim
Açan pişmanın zalim yokuşunu
Tabur, tabur gelen o dut kuşunu
Ulaş’daki mercimeğin taşını
Unutmadım, unutamam hemşerim
Damlayan Belediye binasını
Hamal Şevki’nin arabasını
Velhasıl en küçük hatırasını
Unutmadım, unutamam hemşerim
Av. Vecdi Subaşı
.
.
.