10
Yorum
26
Beğeni
0,0
Puan
1281
Okunma

sesinde ağıt kokan nağmeleri dudak ucuna gizleyip
’’nasılsın’’ diye sorma bana
yalanları giyinip yüzüme
iyiyim demek için
her bir harfin altını iki kere çizmek zorunda kalıyorum.
giderken
kendine iyi bak demiştin ya hani
iyi bakıyorum merak etme.
her sabah aynanın karşısına geçip
işte seni terketti
ama yaşam devam ediyor
’’gülümse’’ hayata diyorum
buz tutan ellerimi kirli saçlarımdan geçirip
ellerinin kokusunu yok etmeye çalışıyorum
yıkamak için o takati bulamadım henüz.
iyi bakıyorum kendime vesselam
hiç bir eksiğim yok
sen hariç.
görmediğim her gün kan kaybediyor gözlerim
umursamıyor pozlarındayım
her gece başka bir mekanın kapısını aşındırıyorum
kahkahalarım dış kapının mandalı
elini dokunanın elinde kalıyor
masam kalabalık
ben yalnızlığı kadeh kadeh içiyor
hasretini yavaş yavaş yudumluyorum.
.
resmin yok cüzdanımda
bir bir yırttım hepsini
ama yeri sıcacık duruyor sanki
elimi attıkça hesap ödemek için
bir yangın doluyor parmaklarımdan yüreğime
üfledikçe azıyor
sıktıkça dişlerimi
adın dökülmek için dilimden
dişlerimin arasını zorluyor.
off be bu ne yalan dünyadır
bense yalanları tesbih yaptım
çektikçe içim acıyor
sigara dumanı gibi efkarla üflüyorum uzağa.
her gördüğüm gözde senin hayalin
bakıyorum baktığımı bilmeden
bir sanatçı şarkı söylüyor sahnede
yüzü benden soluk
nefesi nefesimde buz tutuyor
bütün mekan zangırdıyor içli sesiyle
kaybetmenin ne olduğunu o da biliyor besbelli
ölü bir balık tabakta
pişmeden önceki donuk bakışlarına takılıyor gözlerim
ne kadar ben diyorum içimden
hayat bana sensizliği giydirdiğinden beri
ben de pişiyorum yokluğunda yar.
böyle kırık dökük eski mobilya gibi eğreti durmama aldırma
değeri anlaşılamayan her şey gibi zaman hırpalıyor işte boş ver.
ama iyiyim ben merak etme
annem her sabah kahvaltımı önüme koyarken
kaşları biraz daha çatılsa da
ve ben tabaktaki zeytinleri
çatalımla kovalasamda iştahsızlıktan
yakalamak gibi bir telaşım hiç olmadı
tıpkı zamanla yarış etmediğim gibi
evet gözlerimin kıyıları kaz ayaklarının yolu gibi
bir zamanlar pırıl pırıl ışıldarken
sönmüş yıldız gibi düşmüş gittiğin yere
ama olsun
hala dudaklarımın adını saklamak için kan kırmızısı duruyor
dişledikçe susma telaşından adın kenarından sızıyor
elimin tersiyle siliyorum yavaşça
yoksa gözlerimden süzülen yaşlarla
ıslanacaklar diye korkuyorum
ki bilirsin kurutmak zaman alıyor
hele de bu soğuk sisli havalarda.
iyiyim iyi...
bir bebeğin emeklemesi gibi
hayatı emekliyorum işte
dizlerimde yırtık
ayaklarım sürüklenmekte ardım sıra
ama
başarmanın azmi yüzümde ışıldıyor
biliyorum
her zamanki gibi yine kalkacağım ayağa
ve koşar adım kaçacağım geçmiş denen hayaletin yanından.
biraz zaman diyorum kendime
biraz zaman.
Ayvazım DENİZ