4
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
799
Okunma

MAPUSLUK
Görmediğin bir şehrin mapushanesindeyim.
Senin açtığın yaralarla baş başayım şu dört duvarda!
Damda zaman durur derler.
Ben gündüzümü de yarınımı da unuttum
Ne baharı bilirim artık ne sonbaharı.
Bu son diyerek kaç mektup yazdım sana
hatırlayamıyorum.
kaç tütün sardım bir daha içmeyeceğim
diye........
Yolun sonu görünüyor yazmak istemem
lakin vücudum dayanır mı ki?
Burada kuyu suyu içiyoruz.
Yemekler yenmez!
Koğuş rutubetli!
Nöbetlerim geliyor olmadık vakitlerde.
Sonra açtığın yaralar kanıyor,
sızım sızım sızlıyor!
Dermansızım sevgili. Aç-susuz ve yarınsız!
İşlediğim tesbihler asılı baş ucum da.
Vasiyetim gardiyana;
bedenim yenik düşerse bu aşağılık yerde,
ipini koparıp savursun taşlarını
ben tutsak gitsem de, özgürce son bulsun benden kalanlar.
Bir Salı daha yaklaşıyor ve kahretsin yine seni bekliyorum.
Gelmeyeceğini biliyor ve bekliyorum.
Özlem mi, nefret mi bilmeden sayıklıyorum adını.
Matem düşmüş gözlerle, titreyen ellerimle
kirli tırnaklarımla buradayım.
Sen en iyisi gelme sevgili,
görme bu halimi!!!
Muhsin DEMİR
10 Ocak 2013