Besmelesiz geceler nursuz şafağa gebe
Kaybolan gölgem gibi akar gider bu garip
Saadet denen illet mahkum olmuşsa cebe
Cemre olur kalplere, yakar gider bu garip

Küstüm artık dünyanın şükürsüzdür lokması
Halden bilmez cahilin dönüp de laf sokması
Gül bildiğim namerdin her dem tezek kokması
Hançer olur sineme kakar gider bu garip

Büyük küçük bilinmez saygı kalkarsa rafa
Ne söylesen anlamaz fayda etmez söz safa
Tek kendini beğenir burun çıkmışsa Kaf’a
Eyvallah der bir selam çakar gider bu garip


Kaybolmuş tüm umutlar, yitik aşkım gize mi
Koştuk ya hep peşinden felek kastın bize mi
Miskin gönlün hasreti bir çift tatlı söze mi
Kahreder her kelama bıkar gider bu garip

Hoşlanmam kulak asmam asılsız her dırdıra
Değer vermem mümkün mü lakırtıya gırgıra
Sabah akşam yan gelip yatıp kalkan aygıra
Bin bir lanet okuyup çıkar gider bu garip

Deh dersen inat eder adım atmaz kırıtır
Çüş desen durmak bilmez gider iken sırıtır
Tıkır bir söz söylese hep kendince arıtır
Ne han koyar ne konak yıkar gider bu garip
Bin bir lanet okuyup çıkar gider bu garip

29/10/2014
ANKARA