13
Yorum
29
Beğeni
5,0
Puan
3075
Okunma

özlemedim ben seni...
ne gidişine üzüldüm yüzümü herkesten gizleyerek
ne de hasretinle yandım kenarda unutulan çiçekler gibi.
kavrulan taze kahve kokusu gibi içimi sararken yokluğun
burun deliklerimde teninin kokusu yavaşça ayrılık tüneline düştü
ne var ne yok sırtıma alıp anılar rıhtımına yol aldım usulca
kahperengi bir taşın üstüne bıraktım
elimde kalan son umut kırıntılarını
sahipsiz martılar gagalarken sevinç çığlıkları attılar
ben ellerim kulaklarımda
çakıl taşlarına çarpacak ayakkabılarının
sesini bekliyorum dersem yalan olur
yalan olur çünkü o zaman özlemin beni sarmaladığını
köpük köpük dalgaların hislerime tercüman olacakmış gibi
sahilin sinesini nasıl dövdüğünü seyredersin.
ben seni hiç özlemedim..
öyle alingirli cümleler kuramam
hasretin boğazladığı onca sevdalılardan da olamadım hiç
dümdüz giden kasisli bir yoldu ’içimdeki sen’
tali yolara sapmadan güneşi gözlerine yerleştirmiştim
nereye dönsem sipersiz bir aşk vururdu gözlerime
dizlerimde uyuturdum hasretin ayak seslerini
bu yüzdendi ufacık gürültüde bile korkarak zıplamam
zaaflarımı bu kadar kolay sermezdim genelde ortaya
ama seni özlemedim demek bir zaaftı
ve ben bağışlanmaz bir günaha girmiş gibi
affedilmenin sarp yamaçlarını tırmanırken buluyorum kendimi.
benim baktığım göğün altındasın
aynı ’ay’ soluk yüzünü gösterirken ikimize
ve yağmur gibi yağarken başımıza küskün yıldız kümeleri
ne samanyolu
ne kara delikler
yutamazken sevdanın bir dilimini bile içimde
ağız sulandıran pastanın tadına varmak için
acele adımlarıma gerek yok
benim olan
özlemin gün görmemiş soğuk yüzü daha bana tam dönemeden
dönecektir nasılsa
işte o yüzden
sırf o yüzden
ben seni hiç özlemedim sevgilim.
Ayşegül Hanım’a ve Nedim Bey’e sonsuz teşekkürlerimle.
---
Ayvazım DENİZ
.