0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1101
Okunma

ey çağın çığ gibi büyüyen hastalığı kimsesizlik
kendinden korkan korku,
gecenin gölgesine sığınan merhamet
günün eteğinden tutunup yorgun düşen umut
sabahın erken saatlerinde sokağa serpiştirilen kurgu
akşamın alacasında sahte zincirlerini kıran özgürlük
aman eylemez çakırdikenine, bahçivan artığı çiçeklikler
bozkırın alacasına düşerken titrek sesler
yılkı ruhların üryan dolaştığı taze bedenler
içimin depreminde çırpınmayı bilmeyen kuş çaresizliği
maviye özlemi büyüyen grileşmiş düşler durur yerinde
dağ meltemini bilmeyen ova çocuğundan farksız
denizler dolusu kuşku, evler dolusu umarsızlık
her bakışta alnının çatına vuran tutarsızlık
ne kadarda çoğalmış, arttıkça insanlar
her gölgenin peşinde birkaç yalnızlık
bu nasıl bir zaman, her gönüle çal çaput her isme şarkı
kotasız bir kaderin cismi müşterileriyiz
kalmamış üçün beşten bir farkı
öyle ya sonsuz bir özgürlüğün köleleriyiz
teneke atların ve tutkusuz duvardan ebatların
uçmayı unutmuş aksesuar kanatların sahibiyiz
ölümü anlatan aynalrın karşısında durup oyalanan
kendinden habersiz ölümsüzlüğün talibiyiz
ali rıfat arku
21/10/2014
istanbul
5.0
100% (1)