0
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
893
Okunma
ağzımı bıçak açmıyor
bir mandolin ağlıyor kulaklarımda
bembeyaz öksürüyor gökyüzü
gecenin tenhasında üşüyor yalnızlıklarım
kırık ağaç dalları sarkıyor genzime
salıncak kuruyor ağrılarım
dört kitaba yemin etmişçesine
şuramda yapışıp kalıyor sancılarım
ellerim rüzgara küsüp
ceplerime sığınıyor
cümlelerim içimde saltanat kuruyor
sessizliğim dil altı ilaçlarım benim
küf bağlamış gecelerimden biri işte
üzerimde yorgan gibi efkar
sırtım pek
karnım tok acıya
kadeh tokuşturuyor sokak lambaları
uzaktan uzağa
yürüyorum
ipini koparmış ayaklarımı dizginleyemiyorum
gücüm yetmiyor kendime
bir sabahçı kahvesi gibi yüzüm
keder demliyorum gözlerime
sigara dumanında susuyorum
öylece
şimdi gözleri yorgun bir canavar gece
saçlarımla kendimi sarkıtıyorum gökyüzüne
ölüm oyunu oynuyorum kendimce
bu kentin ıssız topraklarında küçülüyor adamlığım
çocuk kalıyorum düş sancılarıma
ki ellerimle karnıma bastıracak kadar çaresizim
kan kusuyor geçmişim bana
artçı gitmeler giyiniyorum
bilmediğim bir şehrin kıyısında
kendime açılmak istiyorum
susuyorum
hala susuyorum kendime
ve kendimce
sükut en büyük hazinem biliyorum
- Abdullah Cemek
5.0
100% (2)