7
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
1671
Okunma
bakarsın bir gün bir rüzgâr eser savrulup uyanırız hepimiz
savrulmasın diye ağıtlar atlarız mızrak ile hamza arasına
elleri döşlerini dövmesin diye annelerin
yüzümüzde içkin bir hudeybiye ile
kaç kuyu kaç hendek eskitiriz gözlerimizde
kaç uhudu bekleriz
kim bilir kaç mutede cafer gibi kanatlaşır
ayağımız elimiz
belki çocuklar taleal bedru okur destansı gelişimize
bir bayram sevinci gelip oturur o narin sesine
o an bereketli yağmurları andırır annelerin gülüşü
dünyayı omuzlarında taşıyan babalar eve her döndüğünde
yolumuzu buluruz belki
ve anlatırız özrümüzü ozanların sesiyle
ya da ka’b bin züheyrin o malum kaside-i bürde’siyle
bakarsın sızlar alnımız bir teheccud namazında
umutlar büyürken kurşunî gecelerde
bin kurşun sesi boğulur umutlu duamızda..
belki gülümseyen kentler kurarız
endülüste afrikada suriyede
biz de yaşarız ve otururuz o bereketli sofraya
bir ucunda malcolm olsun berberî tarık diğerinde
gülen yüzü olsun sofrada rachelin delilanın beritanın
ebuzer ekmeği uzatsın şamil tuzu tupaç biberi
yeter ki ölmesin çocuklar halepte izmirde roboskide
ve sürgünler doğurmasın anneler suriyede gazzede kobané’de..
beceremezsek de ayağımızı uzatmayı büyüklerın meclisinde
değdiğimiz her yere umudu da götürürüz sessizliğimizi de
bakarsın kudüs kurtulur ve guller yeşerir çarmıh yerine
bedreddinler gülümser çarçıra meydanında
belki bir gün sazı sözü biz alırız yeni bir türkü için
bahar da gelsin diye zemheri yaşayan bu dünyaya
haddi aşmadan ve soldurmadan gülün rengini
biter belki bayramların burukluğu
bakarsın sevmeye de yüzümüz olur
arkadan yırtılan mintanımızın hatrı için...
5.0
100% (13)