0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1470
Okunma

Balkonda oturuyorsun,
Güneş açıyor.
Bir sinek diriliyor, vızıldamaya başlıyor.
Üzülüyorsun, camı açıyorsun, uçuyor dışarıya.
Anında çatıdan süzülen bir serçe kapıveriyor sineğini...
Daha afyonun patlamadan yaşamı sorgulamaya başlıyorsun. Günün berbat oluyor yani.
Debeleniyorsun
Ne de iştahlı vızıldıyorsun
Camı göremiyorsun
Kanatların, kasların hamlamış sinek
Eklemlerin var mı, incecik damarların
Kalbin kim bilir nasıl çarpıyordur
Yamaçlar alaca, sarı dökülmüş beyaza, soluğa, argın yeşile
Sen can atıyorsun
Oysa yeşil ne haldedir bilen olmadı
Şimdi zamanı değil, zaman hiç uygun olmadı
Ölüm düşürdün aklıma
Yalandır öykülerin tümü
Can vardır
varlar yalandır
Yeşil ne haldedir bilemiyorsun
Yalandır öykülerin tümü
Mutluluğun rengi ne ki sinek
Ayrılığın ki sarı
Pencere pervazına seni uyandıran sıcak, ölüm muştusudur
Ölüm acınası değil, ayrılıktır ölümün adı
Akşam olacak, kış olacak, savaş olacak
Gözün döndü, kalbin kıpır kıpır
Dışarıda cennet, cennet serçenin gagasında
İşte açtım pencereyi, al sana mutluluk
Al sana cennet, serin
Uğurlar olsun
Mutluluk koptuğun, mutluluk ayrılığa uçtuğun an
Serçenin gagasına uzanan heyecan
Ölüm acınası değil ayrılık olmasa ölümün ardı
yanantoz