1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1328
Okunma
Toprak örtünmüşken beyazlarını
Ölümün buğusu kalmıştı penceremde
Gün ve gün tuttuğum defterim
Yazarken son mısrasını
Vakit hakikate beş kalaydı
Sardı beni zor bir düşünce
Tek bir sigaraya daha vakit var mıydı
Yoksa zifir kaplı ciğerlerimde
Tek bir kelimelik nefesim mi kalmıştı
İçime çektiğim hava
Beni daha ne kadar yaşatırdı
Ömrümce gördüğüm kapılardan
İşte biri daha kapalıydı.
Koştum delice bir fikir aldı beni koştum
Bütün saatlerin pillerini söktüm yuvalarından
Nefesimi tutmuş geriye dönüp bakınca
Masamda yanan mum
Bende hakikati uyandırdı
Yolculuk hikayem son şeklini aldı.
Çıplaklığın kıyafetlerini giyinmişken
Vücudum örtündü beyazlarını
Bilmem kaçıncı kez
Beyaz ve soğuk bir taşta
Kaldı bir yolcunun hatırası.
Münker Nekir melekleri ararken beni
Gördüler ki güneşe gitmekteyim
Şaşmadık dediler bu haline
Hep aynıydın sen deyip güldüler halime
Benim suçum yok bu işte
Her sabah gözümü kamaştıran o işte
Derken bir hal aldı beni hatırladım
Masamda rüzgara karşı sönen mumu
Tekrar tekrar yakmıştım
Peki gök yüzündeki mum kime aitti
Bu soruyu sormamıştım
Güneşin parlaklığından kendimi alıp
Ayağımın altındaki tohumlara bakamamıştım
Bir ömür gördüğüm sandığım dünyada
Bir ömür kör yaşamışım.
5.0
100% (2)