0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1052
Okunma
Geçmişi düşürdüm dilime
Nazlı, cilveli, şaşkın, karışık
Bir serinlik gönlüme
Ateşli, savaşkan, barışık
Rüzgar kovalıyordu duman
İncecik, tiz sesin ardından
Kuşlar kaçışıyordu
Gökyüzünde matem
Gözyaşı damlasız, ağlıyordu
Zamanın ebabilleri dolaşıyor tepelerde
Çıkmadı henüz işi bitirecek fırtına
Zalimler toplanmış bir köşede
Ateşler düşüyor insana
İnsan, küsmüş yaşama
Vicdan yarası yaşamda
Kelebekler uçuşuyor
Kanatları rengarenk
Sonsuzluğa gidecek
Gülüşümü dağladım,
Sözler firarda
Kayboluşlar sonsuza
Sonsuzluk suskun
Gelme diyor insana
Ağıtlar çaresiz
Patlayan şampanyalara
Birleştirildi insan
Çıkar dişlisinde
Döndürüyor çarkını
Para, hırsından çatlamış deli divane
Bir mermi eşitlendi bir insana
Bir bomba bir topluma
Patlayınca doğar insan sonsuza
Sormadılar hiç
Sonsuzluk kaç para?
Kan bir damla
Özgürlük çuvalla
Sunuluyor ana
An, anı yaşamakta
Yaşam erişecek yokluğa
Yokluk tarih sayfalarına
Susun ey kulaklar
Duyun ey diller
Ölüm konuşmakta
Arkada bir senfoni
Sonsuzluğa çağırmakta
26.09.2014 – İzmir
5.0
100% (2)