almak istedim
zamanın benden esirgediklerini
ya da getirdiklerini senin ellerinle
zamansız demeden
mezarım kazılmadan önce
ellerindeydi her şey

oysa senin olan
seninle olacak bir şeyler inşa etmeli değil miydi
kendini hapsettiğin kalede sur diye
surların içinde
değerli bir mücevher gibi
koruyup saklayacağın
bir tebessümden fazla
bir kavuşmadan az belki
belki hasretli
sıcak
can katan
hayat kokan bir kucaklaşma
fersiz gözlerine fer
dermansız dizine derman
sözüne anlam
tenin baştan başa sevda buğusu
ve içindeki sırlarını söylediğin
bir gönül kuyusu

kendine miydi bu fazla bulmuşluk
yoksa benden miydi bilemedim

şimdi yaşa
doğduğun topraklar gibi kurak
cehennemden biraz serin
kendini yakan bir bozkırı
arafın yarımlığı
ve cennetin hasretini
bekle ki bereketli yağmurlar yağsın
da
kıraç toprakların az nefes alsın
gözyaşlarının lavları arasından
ve orada tüm bereketiyle yağadursun kendi içine
yağmur ormanlarının yağmurları

gözünün önünde dururken
bir sevinç
dahası bir sevda
zaman çalsın senden daha da
hiç durmadan
gözünün içine baka baka