3
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
2460
Okunma

Ben geldim söğüt ağacı.
Yoruldum, biraz soluklanacak yer aradımda..
Bir seni gördüm çarşının içinde
Bakıyorumda sende bi başına kalmışsın buralarda.
Senden başka kimse kalmamış yanında.
Hem senin çoğu dalın kırılmış,
Yaprakların da sararmış solmuş, vakti gelmeden.
Ne oldu böyle sana..
Damla damla yaş da akıtıyorsun,
Senin derdin nedir ah güzelim söğüt ağacı.
Yoksa yalnızlığına mı ağlıyorsun.
Çocukluğumda ne şendi buralar değil mi
Senin gibi söğütler,kavak ağaçları,çınar ağaçları,ardıçlar...
Üstünde oturduğumuz yeşillikler,binbir çeşit otlar..
Kuş sesinden çocuk sesinden geçilmezdi buralar
Bak şimdi bir senle ben varım burda.
Gidenler kim bilir ne sebeplerden gitti.
Hiçbiri gitmek istemedi belki.
Ah biz insanlar yokmu!..
Neyse şimdilik benim de gitme vaktim geldi söğüt ağacı.
Yine yalnız kalıyorum diye üzülme.
Ben sık sık geleceğim yanına tamam mı
Sırtımı yaslayacak, beni dinleyecek bir sen varsın
Bende seni dinlerim,dertleşiriz uzun uzun.
Sıcak yaz günlerinde,gölgene uzanırım boylu boyunca
Esintinle içimi de ferahlatırsın değil mi söğüt ağacım
Gün gelir belki hep yanında kalırım.
Bekle beni sakın sen de gitme buradan,
Merak etme zararım olmaz sana
Şuracığa yatıveririm,canyoldaşın olurum.
İyice kök salarız buraya,kimse de götüremez bizi burdan
Kimbilir yeni arkadaşlar da çıkagelir, bize eşlik eder;
Kucağında sallanmak için çocuklar gelir,
Gürültüde bunalanlar huzur arayanlar gelir,
Gölgende serinleyen insanlar,yuva kuracak kuşlar gelir,
O eski şen şakrak günlere döneriz.
Olur mu..
Biz hep burda kalalım, biz hiç ayrılmayalım söğüt ağacı..
5.0
100% (6)