0
Yorum
2
Beğeni
4,2
Puan
1002
Okunma
Bir çok kez boş duvarlar da,
seni sayıklıyan çocuk gözlerim?
en çokta sen de yandı sol yanım?
artık hangi elden okşanırkı saçlarım,
oysa hasreti gözlerimden silmiştim ben,
ve ana dilim gibi senide yasakladılar senide,
büyüdüğüm topraklarda sırtıma yediğim ,
copların haddi hesabı bilinmez,
ve süslenmiş bir atın sırtın da kanlı bir gelinlik
bir de savaş alanlarından alınmış çocuk yüzüm
ve hüzün dolu sağım solum.
bağışla beni gözlerimi bu gün de küllük’te söndürdüm
yüreğimin üzerinde gülüşün yeşeriyor,
gözlerini kapıdan ayrı tut tut ki,
gülüşün eskiyen yüzümün gülümseyişi olsun,
Umuduma benzeyen bir ceset arıyorum,
eyy yar! bu günde yokluğun katlıam yeri,
beynim toplu bir mezar sanki,
biliyorum tabut’ta tek kişilik,
iyi insanlar diyorum ya; hani iyi insanlar,
şimdi hangi mübarek düşünce okşar ki ırkımızı,
Çoğu kez boş duvarlar da,
seni sayıklar bu çocuk gözlerim,
en çokta o gri oda da yandı yüreğim
daha kaç canım var ki?
sadece bana kalan kış giyimli ellerim,yüzüm ve saçlarım.
hayallerim işgal altında; her gece biri vuruluyor,
daha kaç mezar kazmalıyım bilemiyorum,
gözlerim gözlerim sağanak yağmurlu, bu gece de,
ey yar üzülme; Bu gördüğün adamın diz çöküşü değildir zalime"
ayna da görülen yüz, yalan söylemez ki, içim de dışım gibidir"
o, ki hangi taş duvarlar engeldir ki firar etmeme,
o,hangi dikenli tellerdir ki takılır saçlarıma,
her insan ağlar usul usul biliyorum;
lakin kaderinin ucunda yazılan yarsa, dayanılmaz olur,
ve istasyonlardan okunuyor ismim,
lanet olası topraklar kan kokusu,
hangi kitapbin yaprağına yazılır ki ,
veya hangi türküden okunur cümlelerim...
Ayaz YAZICIOĞLU
5.0
80% (4)
1.0
20% (1)