5
Yorum
23
Beğeni
4,9
Puan
1509
Okunma

‘’Ey mart kokulu yâr
Bu ne hasrettir böyle…’’
İçine çeker gibi çekti bütün vakitsiz sancıları
Gözleri nem kuyusu
Bir yandan çığlık
Bir yandan dehşet-ü figan yokluğu sevgilinin.
Ağlamayı keşfettiğinde kadın
Bütün bulutlar utandı…
Ağladı kadın,
Fırtınalı bir nisan yağmurundan boşalırcasına…
Sonra şiiri keşfetti kadın
Bütün kelimeleri yalnızlıkla yoğurdu
Tadı ekmek gibi, aş gibi…
Gitmeyi keşfetti kadın
Bir cümlede bütün şehirleri yıkmak gibi…
‘’ özlemleri keşfetti kadın
Söğüt yaprağının narin damarlarında gecelemeyi
Sırat köprüsünde yürür gibi.’’
-Yarım kül-
Sonra yandı kadın alevler içinde
Üzerine atıp bütün beklemeli hengâmeleri
Yandı…
Yıkıntıları toplayıp avuçlarına
Göz kapaklarına sürdü merhemsiz; yar, yaralarını.
Son baharlardan bahardı.
Düştüğünde toprağa kanamalı ağrıları
Sonra beklemeyi keşfetti kadın
Gelmese de beklemeyi…
Aslı kadındı tüm şiirlerin
En güzeli hasretin sancısıyla düşendi kadının rahmine
Zor bir doğum Özletme.
5.0
94% (15)
4.0
6% (1)