5
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
1792
Okunma

Gün hazana döndü ağaçlar örtüyor kadırımları
duyuluyor yakında güz güllerinin çığlıkları
son mevsim kızılla sarı arası
nar kırmızı, ayva sarı, mor erik zamanı
parklarda sıralar öksüz ıslak
dostları bir dilenci, bir kaç kimsesiz çocuk
arkakasına dönük yürüyüp uzaklaşıyor
şemşiyeli kız
ayağında çizmeler
dizlerinin altında verev etek
yani anlıcağın resim sonbahara uygun
salınıp gidiyor yorgun
Fabrika çıkışı fabrika işçileri arasından sıyrılarak
bir ekmek alıyor caddede ki ,fırından,
biraz beyaz peynir fırının yanındaki şarküteriden
ellerinde fileleri ayaklar geriye gidiyor
bir bekleyen var mı?yok mu? bilinmez.
belli ki kuş tüğü değildi yastıkları
süklüm püklüm duruşu ayakları gitmekle gitmemek arasında
adam sende olmazsa olmasın bekleyen hızlandırdı ayaklarını
aklına çay yapmak gelir
filede ki taze ekmek peynir gelir aklına
ayakları uzatıp kanepeye televizyonun karşısında mayışmak gelir
aslında severdi sonbaharı
çiseleyen yağmurun altında yürüyüp dolaşmayı
kimseyle konuşmazdı ardına bakmazdı
adımları kendinden emin
yüreği korkudan üç buçuk atardı.
sonbahar kadar yalnızdı
veda edip gelirken gurbete,
bütün sevenlerini arkasında bırakmıştı.
Nurten Ak Aygen
20. 08. 2014
5.0
100% (11)