1
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
2317
Okunma

Kıyamet var mıdır ki yâr, yokluğundan âlâ
Gittiğin andan beri viran şehirim hâlâ
Ne ekmeğin buğusu, ne suyun tadı kaldı
Ardında, çığlık çığlık gülün feryadı kaldı
Tarumar oldu dünyam, yok artık evim barkım
Yuvasız güvercinden kalmadı zerre farkım
Şimdi kendime ırak, garip bir yabancıyım
Terk edilmiş bir handa, kimsesiz bir hancıyım
Bakışım hangi yana devrilse kırılıyor
Hasretin yılan gibi boynuma sarılıyor
Güneş zindandan soğuk, güneşin elleri kar,
Gökyüzü kapkaranlık, gökyüzü kafesten dar
Ağustos ortasında kış oldum, üşüyorum,
Yüreğim avucumda ateşe koşuyorum
Dilimi parçalıyor bir ayrılık masalı
Tebessüm, yanağımda ürkek serçe misali
Gözlerime doluyor kahrolası bir hüzün
Yüzüme dokundukça buğday tanesi yüzün
Çektiğim eziyetin hesabı yok, haddi yok
Sancım, sızım kimliksiz, sureti yok, adı yok
Usandım düşlerimi biçare, uyutmaktan
Usandım, isyanımı hıçkırarak yutmaktan
Reva gördün ya zalim bunca zulmü kederi
Çölde, serap görmek mi her mecnunun kaderi
Sen ki gönlüme düşen mutluluk perisiydin
Sen ki sevda yurdumun yegâne varisiydin
Kıyamet var mıdır ki zalim, zulmünden âlâ
Gittiğin andan beri viran şehirim hâlâ
18.08.2014
Serkan Uçar
5.0
100% (9)