4
Yorum
14
Beğeni
5,0
Puan
2100
Okunma

Pıtırak sevdalı türküler gelir geçer
Dadaş barında yürek mendilini sallayan gölgemizin diline
Eğilir başı Erzurum’un, gözü yaşarır Narman’ın
Elde eski fotoğraflar, sararmış kağıtlar
Secdeye durur şimdi tüm ağıtlar
Azık edinir duaları çoluk çocuk
İçimizdeki türküler bile ağlar
Hadi kalk ..
Bir şiircik olsun öp alnımdan
Bir uzun hava söyle derinden
Anamın bile gözleri sen
Kurşun gibi delip geçsin yine kalbimizden
İlahi ilmin aynası
Yetim bir gözün kuyusu şimdi dualar
Sen gideli yok oldum baba
Aminiyim özlemin
Bir gözün bana emanet
Bir gözün kara toprağa selamet
Kimine himmet, kimine hikmet
Kimin dağı yıkılmadı ki kimde kalmış
Levhi Mahfuz’un sırlarına vakıf kehanet
Oyyy.. Kurban olduğum ölüm
Teffekkürün sermayesi yeter mi sarılmaya babama
Kitabu’l-Kader ne der
Hangi melek abdest suyunu döker kalbine baba
Duy sesimi
İsyanın ölüm darağacındayım
Ya sabır ...Ya Settar..
Yaylasına hançer sokulmuş öylece durur şimdi Erzurum
Sarı gelin ağıtta
Dilimiz yas bağladı, hançer barı acımıza sokulurken
’Erzurum çarşı pazar’
Yokluğunda tükeniyoruz babam azar azar....
Yasemin Demir iki bin ondört/ ölüm
5.0
100% (14)