8
Yorum
15
Beğeni
5,0
Puan
2153
Okunma

lirik şiirlere kıyıdan bakan kadınım ben
düşüm gözlerime kaçar
çaresiz yaşam kokusu burnumun direğinde
gölgelerden gölgesiyle kaçanım
gökyüzü devrilmiştir hiçliğin üzerine
gözetler beni Tanrım
içimde tabutlar
kaskatı bir asalet
ismimin N esi son kez ağlamak için
ufuğa çevirmiştir sessiziliğini
belki ben de gider
denizi seyrederim
yüz yıl uzaktan gelen dalgaların bekçisiyim
kader kadar kesin
kelebekler kadar uzun
hayret kadar şaşkın
ve hiç bir şey kadar çok
susarım
yitirilmiş olanı arayanım ben
bir eğriyim dünyanın duvarında
fırtına vadisinde uyuyan suyum
ne öfkeyim ne sevgi
ne düğünüm ne yas
bağrımdaki bu boşluk
un ufak ediyor umudu
dizlerimin dibinde bir tutam toz
düşüncem ölü hayvan gibi cansız
çürükten çürük
uzaktan uzak
karanlıktan alaca
ağırdan ağır
acının bam teli yıkanır ya bir damlayla
bir hülyadan aşağı atlamak üzereyken
masumiyetten seslen bana Tanrım
güç kuvvet veririm kederime
kaçar giderim iğrenilecek şeylerden
geriye bakmadan anlatırım sana renksizliği
şarlatanların yönettiği hayatı
gamlı şehirleri
çocukluğu bitiren bombaları
kan kokulu zalimleri
kör ve fanatik imanı
küçülen şefkati
Tanrım buruşan aklıma iyiliği üfle
bir gün her şeye inat
ezber bozarbilirse gülüşüm
örselenmiş masumiyetime
’başlangıç’ ismini verebileyim
içimde hala aşk var...
5.0
100% (12)