4
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
1361
Okunma
(gördüğünü, bildiğini, hissettiğini anlatmak kadar,
yaşadığını yazmak ya da yazamamak…)
.....
/öyle duygular vardır ki canımın içi,
şiirlerin bile erişemeyeceği kadar yüksek
ve içinde kaybolacakları kadar derin olur.
bu duygular için şiir yazmak, imkansız değil ama çok zordur/
…, aşk/burası bir nehir boyudur,
bilmediğimiz yaşamlara giden bütün yolların kavşak noktası
burası açılmamış yüreklerdeki odalarımızın, kilidi kırık kapısı.
şu karşındaki oda benimdir mesela, onun karşısındaki senin
aradan bir nehir akar damar-damar, akar masmavi, dolu dizgin.
aktığı deniz benim denizim,
rengi senin rengin…
..,
/işin kolayında ve sessiz bir zamandayız
şiir yok biz varız, bak gözlerime, tut elimi.
bir kedi yavrusu gibi gelmişim parmak ucuna
sen de bir şans böceği olmuş ve konmuşsun, omuz başıma/
…, masumiyet/bu nehrin ıssız boylarında,
ilk öpüş gibi aksın köpüklü sular, yudum-yudum serinleyelim
söğüt nasıl sarılır suya düşen dallarına, çırılçıplak seyredelim.
hiç yağmamış döller yağsın yağmur-yağmur, alın yazımıza
biz gebe kalalım bize, fırtına şiddetinde ve özgürlük tadında.
ama asla ağlamayalım,
hani doğarken ağlanırmış ya…
..,
/oysa bugün şiir yazacaktık birbirimize
ama bilemedik, nerden başlayacağımızı.
binlerce şiir akıp geçerken, nehir gibi içimizden
bizim hecelerimiz suya, suskun yapraklar gibi döküldü dilimizden/
…, ve umut/şimdi yürüyoruz nehrin içinden,
güneşin batacak bir yer bulamadığı, uçsuz-bucaksız bir yol bu
kuru otları yakıyoruz içimizde, yürürken açık denizlere doğru.
iki yanımız aşkın felsefe ormanı, dallarında tadılmamış meyveler
her adımda bin küfür armağanla anılıyor, bizsiz geçen seneler.
işte şimdilik sadece bu canımın içi,
yazılabilse daha neler var neler…
Cevat Çeştepe
5.0
100% (6)